29 Şubat 2020 Cumartesi

Issız Ada Radyosu Arşivi (Şubat 2020)

Tami Nielson - Chickaboom!
Yıl: 2020 Yeni Zelanda
Tür: Country Soul, Rockabilly
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Tell Me That You Love Me"

Daraa Tribes - Igharman
Yıl: 2018 Fas
Tür: Desert Blues, World
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Huria"
The Cadillac Three - Country Fuzz
Yıl: 2020 ABD
Tür: Southern Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Labels"
Sylosis - Cycle of Suffering
Yıl: 2020 İngiltere
Tür: Melodic Death Metal, Groove Metal
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Cycle of Suffering"
Jody Watley - Jody Watley
Yıl: 1987 ABD
Tür: Pop, R&B
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Don't You Want Me"
 
Mint Julep - Stray Fantasies
Yıl: 2020 ABD
Tür: Dream Pop, Synthpop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Iteration"
SLIFT - UMMON
Yıl: 2020 Fransa
Tür: Progressive Rock, Psychedelic Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Hyperion"
Mist of Misery - Absence
Yıl: 2016 İsveç
Tür: Atmospheric Black Metal
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Euthanasia"
Le Loup - Private Joke
Yıl: 2020 Belçika
Tür: Pop
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "My Heart"
VA - The Ultimate Led Zeppelin Tribute
Yıl: 2019 ABD/İngiltere
Tür: Hard Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: John Corabi - "Nobody's Fault But Mine"
Ásgeir - Bury the Moon
Yıl: 2020 İzlanda
Tür: Indie Folk, Dream Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Bury the Moon"
AC/DC - Blow Up Your Video
Yıl: 1988 Avustralya
Tür: Hard Rock
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Heatseeker"
Eefje de Visser - Bitterzoet
Yıl: 2020 Hollanda
Tür: Art Pop, Indie Pop, Ambient Pop
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Bitterzoet"
Tame Impala - The Slow Rush
Yıl: 2020 Avustralya
Tür: Neo-Psychedelia, Psychedelic Pop
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "It Might Be Time"
Planet Funk - 20:20
Yıl: 2020 İtalya
Tür: Alternative Dance, Electropop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Paraffin"
The Chemical Brothers - Exit Planet Dust
Yıl: 1995 İngiltere
Tür: Breakbeat, Electronic
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Leave Home"
Ben Harper - Fight Four Your Mind
Yıl: 1995 ABD
Tür: Folk Rock, Blues Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Fight For Your Mind"
 
Funky Destination - Power of Soul
Yıl: 2020 Hırvatistan
Tür: Funk, Breakbeat
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Heavy Boogie"
Aziza Mustafa Zadeh - Dance of Fire
Yıl: 1995 Azerbaycan
Tür: Jazz, Classical Crossover
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Carnival"
Grimes - Art Angels
Yıl: 2015 Kanada
Tür: Art Pop, Electropop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Belly of the Beat"

 
 

26 Şubat 2020 Çarşamba

The Soft City - The Soft City


Bir gece vakti yakaladı beni The Soft City... Dinlemeye başladığım ilk şarkı 15 Years'dan hemen sonra bu grubu seveceğimi anladım. Nitekim albüm sona erdiğinde de yanılmadım. Pozitif anlamda sürpriz yapan albümler kadar, The Soft City gibi sürpriz yapmayan albümleri de seviyorum. Daha ilk şarkıda kıskıvrak yakalayan, devamında da hiç ücra yerlere sapmayıp başladığı gibi hoş şekilde biten albümler bunlar. Tipik bir "kendi adını taşıyan ilk albüm" olan The Soft City de tam böyleydi. Beş kişiden kurulu New Yorklu grup, sevimli, sıcak, samimi sıfatlarının sıralanabileceği indie pop şarkılarıyla bir gece vaktine anlamlar yükledi. Bir günün bitiminden diğerinin başlangıcına geçişin huzurlu hüznünü yaşattı.

60'lı yılların naifliğinden ve coşkusundan etkiler taşıyan 10 şarkılık albüm, bir gece vakti dinlendiği vakit adamı hallaç pamuğu gibi fırlatan ambient, electronica, shoegaze, dream pop veya akustik folk albümlerine benzemiyor. Ama bu, onun geceyle aranızı yapma gücü olmadığı anlamına da gelmiyor. Zaten bir gece vakti baştan sona sıkılmadan dinleyebildiğiniz her albüm güzeldir, özeldir. Günün yorgunluğu, sabır, uyku hiçbiri sökmez. Dinlerken o huzur dünyasının loş sahnesinde tempolu şarkılarını çalıp söylerken hayal edebilirsiniz kendilerini. İlk önce Phil Sutton'ın solo projesi olarak başlayan, ama daha sonra Comet Gain, Kicker, Ladybug Transistor, A Boy Named Thor, Crystal Stilts adlı grupların eski elemanlarından karma bir "indiepop supergroup"a dönüşen The Soft City, tempolu ve mutlu şarkılarının ardına gizlediği melankolisi ile büyüleme potansiyeline sahip. Önceleri Sutton'ın vokaliyle yola koyulsalar da, sonradan gruba alınan Dora Lubin'in ince perde sesinin kattığı şirinlik ve dokunaklılıkla karakterlerini bulmuşlar sanki.

Hiç öyle başyapıt, muhteşem, olağanüstü kâbilinden bir albüm sayılmaz. Ama favorilerim Cold Hearts, Young and Dumb, We Are All The Same, The Soft City, Falling Star ile bir gece vakti bana o an ne dinlemeye ihtiyacım olduğunu söyleme becerisi gösterdiği için çok sevdim. Kafamda çok hoş fotoğraflar çektim onları dinlerken. Bir gece vakti insanın daha fazlasında da gözü olmaz zaten.

1. 15 Years
2. Cold Hearts
3. We Are All the Same
4. Young and Dumb
5. Capital Soul
6. The Soft City
7. How Long?
8. Falling Star
9. Cracked Mirror
10. One Last Look

19 Şubat 2020 Çarşamba

Grimes - Miss Anthropocene


1988 Vancover/Kanada doğumlu Claire Elise Boucher, 2007'de orijinal Myspace sayfasında bunun bir müzik türü olduğunu bilmeden kendisine uygun gördüğü Grimes adıyla müzik yapmaya başlayan kendine özgü bir şarkıcı, şarkı yazarı, yapımcı, görsel sanatlar şeysi. Müziğinin muhteviyatını tarif etmek de hayli meşakkatli. Synthpop, electropop, ethereal wave, industrial rock, alternative dance, deneysel hip hop, R&B, dream pop diye durmaksızın ilerliyor. 2010 yılında başladığı albüm kariyerine de Miss Anthropocene adını verdiği beşinci albümüyle devam ediyor. Dune serisinden etkilenerek hazırladığını söylediği konsept albüm Geidi Primes ve Halfaxa 2010'da çıkan ilk iki Grimes albümü. Bir yılda iki albüm olayı hoş gözükse de, bana fazla deneysel gelen bu albümlerden sonra Grimes ile yollarımı ayırdığım söylenebilirdi. Yine de birgün önüme düşen Visions'a (2012) kayıtsız kalamadım ve ilk iki albümden daha çok sevdim. Fakat 2015'te gelen Art Angels ile ayrılan yollarımız tekrar birleştiği gibi, sanki yeni bir M.I.A. kazanmış kadar sevindim. Miss Anthropocene de Art Angels ile aynı yoldan giden bir albüm olduğu, deneysel tavrını şarkılara tümüyle teslim etmeyip onu bir araç olarak kullandığı için değerli albümlerden birisi.

"Misanthrope" (insanlardan kaçan, nefret eden, onlara güvenmeyen) kelimesiyle, 2000 yılında dünyanın içinde bulunduğu jeolojik dönemi tarif etmek için bulunan yeni bir kelime olan "Anthropocene"in karışımından üretilen Miss Anthropocene, Roma mitolojisinden esinlenilmiş, insan görünümüne sahip iklim değişikliği tanrıçası hakkında bir konsept albüm. İşin bu eksantrik kısmını daha çok müzikal bağlamda gördüğümden (ya da görmek istediğimden) Miss Anthropocene şarkılarından büyük keyif duydum. "Her şarkı insan neslinin farklı bir örneği olacak" gibi iddialı bir cümleyle yola çıkan ya da yolda bu cümleyi bulan Boucher, çevreci kimliğini, hayranlık duyduğu absürd ve karanlık konseptlerle iç içe sunmayı seven bir müzisyen. Elon Musk ile 2018'den beri sürdürdüğü ilişki yüzünden birçok önemli yayın tarafından hedefe konan genç kadın, bunları pek umursamadığı gibi, kendine edindiği savunma (gerek yok tabii) mekanizmalarının da bu müzikal konsepte uygunluğu nedeniyle işin magazin yönünden çok farklı bir mantalitede olduğunu gösteriyor. Sıradan bir pop şarkıcısı olmadığını, bunun da sıradan bir pop albümü olmayacağını daha açılış şarkısı So Heavy I Fell Through The Earth'ün ilk dakikalarından anlıyor gibi oluyoruz. Etnik, eklektik, coşku, dans, mutluluk, keder her ne oluyorsa, albümün karanlık konseptinde filizleniyor, genele aykırı durmuyor.

Albümü konumlandırmamız gereken art pop formuna uygun biçimde yorumlarsak, sadık kaldığı konseptin hakkını verdiğini söyleyebiliriz. Şahane bir folktronica olan Delete Forever, 80'lerin neon ışıklarıyla donatılmış yoğun bir new wave olan My Name Is Dark, arı gibi çalışkan bir drum & bass olan 4ÆM, albümün etheral wave lezzetleri New Gods ve Before The Fever, pop formunu başka yerlere götüren Darkseid ve IDORU, zaten burada olan pop formunu kendi konseptine yontan Violence falan derken, işin neden "art" boyutunda olduğuna cevap aramak anlamsızlaşıyor. Pop müziğin şu sıralar latino hip hopçuların ve Billie Eilish gibilerin eline geçtiğini düşününce Grimes gibi güzel insanların müziğine dört kolla sarılasım geliyor. Bu anlamda iklim değişikliği tanrıçası Miss Anthropocene, bu albümle bana çevresel bazdaki tehlikeler yanında, dünyanın içinde bulunduğu kültürel kirlenmeyi de hatırlattı. 2020 Ocak'ında ilk çocuğuna hamile olduğunu duyuran Boucher, henüz taraflar tarafından doğrulanmasa da Elon Musk ile bu kirli ve kanlı dünyaya bir çocuk getirecek. Belki de başka bir gezegene taşınırlar. En azından şu leş popçulardan ve politikacılardan uzakta olurlar. Üstelik Grimes müziği o başka gezegenlere hiç de yabancı sayılmaz.

1. So Heavy I Fell Through the Earth (Art Mix)
2. Darkseid (feat. 潘PAN)
3. Delete Forever
4. Violence (feat. i_o)
5. 4ÆM
6. New Gods
7. My Name is Dark (Art Mix)
8. You'll Miss Me When I'm Not Around
9. Before the Fever
10. IDORU

8 Şubat 2020 Cumartesi

The Bookends - Far Away but Around


Bas ve keyboard çalan Sharon Lee ile, gitar çalan Karen Lynn, çocukluklarını beraber geçirmiş kuzenler. Yaşıtları gereksizce oradan oraya koştururken ya da televizyonun karşısında maymuna dönerken onlar sürekli müzik yapmanın yollarını ararlarmış. Oturma odasında ailelerine ve arkadaşlarına mini konserler vererek kendilerini pişirmişler. Biraz daha büyüyünce erkek arkadaşlarının gruplarında geri vokallere çıkmışlar. Bir süre sonra da kendileri için müzik yapma zamanının geldiğini anlamışlar. Yanlarına Lisa adlı bir davulcu arkadaşlarını alarak Jadoo adında 60'lar pop müziği etkilenimli power pop yapmaya başlamışlar. Kısa bir süre sonra Sharon'ın taşınması gerekince grup dağılmış. Fakat kuzenler kopmamış. Çeşitli gruplarla yazarak, çalarak, kaydederek, turlayarak kendilerini geliştirmişler. The Bookends adı altında müzik yapmaya başlamış, 2018 Ağustos'unda da ilk albümleri Far Away but Around'u çıkarmışlar. Yine 60'lardan kopamadıkları görülen ikili, power veya sunshine pop denilen cıvıl cıvıl garage pop şarkılarıyla bezeli şeker mi şeker bir albüm yapmışlar. 2018'de dinlemiş olsaydım en sevdiğim 100 albüm arasına mutlaka eklerdim. Böyle albümleri geç keşfetmeyi çok fazla dert etmiyorum. Hatta hoşuma gittiği dahi söylenebilir. Bana daha gözden kaçırdığım kimbilir ne albümler vardır duygusu veriyorlar.

İlk dinlemede birbirine benzeyen, dinledikçe ufak nüanslarla bu türü sevenlerin kendi favorilerini seçebileceği 12 şarkıdan oluşan Far Away but Around, garaj gitarının ve catchy nakaratların dans ettiği bir rock'n roll güzelliği olarak çok başarılı. Herhangi bir yerde görmedim ama kuzenlerin 60'ları, özellikle The Beatles, The Beach Boys, yumuşak tarafından The Kinks veya surf/garage rock yapan grupları çok sevdikleri anlaşılıyor. Bu saatten sonra üzerine yeni bir şeyler koymanın zor olduğu bu müzik, eğlendirmenin, dans ettirmenin, güneşli bir günde zinde ve mutlu hissettirmenin peşinde daha çok. Hiç yavaşlamadıkları 12 şarkı içinde farklı bir beste, 1-2 slow şarkı arayanlar, aradıklarını bulamayacaklar ne yazık ki. Deneseler fena olmazdı tabii ama onları da öyle kabul etmek lazım. Kendi favorilerime gelirsem, açılışı yapan A Girl Like Me, What I Wouldn’t Do, Mean What You Say, Far Away but Around, Only Time Will Tell, Laugh or Cry ve kapanışta yer alan The Rooftop derim. Bu da yarıdan bir fazla eder ki, 2018 yılının en iyi albümlerinden biri olarak görme nedenimi tam ifade etmez. Diğer şarkılar favorim olmayabilir ama bu onları kötü yapmıyor. Favorilerimi çok iyi destekleyen, yormayan, sıkmayan, kendi içlerinde minik güzellikler barındıran şarkılar onlar. Albüm olarak türün güçlü örneklerinden biri olması için bana bu kadarı da yeter.

1. A Girl Like Me
2. Count the Times
3. What I Wouldn’t Do
4. Far Away but Around
5. Mean What You Say
6. Only Time Will Tell
7. Take Two
8. Laugh or Cry
9. My Heart Gets Carried Away
10. Let It Go
11. Morning Sky
12. The Rooftop