28 Ocak 2019 Pazartesi

RYD - RYD


20 yaşındaki Ryan Downie, Londralı genç bir müzisyen. Kendisine RYD takma adını vererek önce 2017'de Now There's Nowhere isminde dört şarkılık bir EP yaptı. Ardından 2019 Ocak ayında da kendi takma adını taşıyan ilk albümü RYD geldi. Verdiği 1-2 röportaja baktım. 15 yaşında ilk gitarını aldığından bahsetmiş. Sonrasında da elektronik müzikle uğraşmaya başlamış. Yani ilk gitarını alışıyla albüm yapışı arasında sadece beş sene var. Tabii üniversitede klasik müzik eğitimi alıyor oluşu ve kendi albümünü yapmak için acele etmesi çok doğal. Günümüz teknolojisi bu gençlere sonsuz imkanlar sunuyor ne de olsa. Zaten Ryan'ın müziğine "bedroom pop" diyenler de az değil. Bu yeni türe dahil çok örnek dinledim ve afedersiniz hiçbiri bir halta benzemiyordu. Çoğu amatör ve aceleye gelmiş işler olduğundan kızmak da doğru değil aslında. Fakat RYD albümüne yatak odasında yapılmış bir albüm diyemeyeceğim gibi, son yıllarda duyduğum en heyecan verici pop albümlerinden biri olduğunu söylemek isterim. Şu ana dek henüz bir kez dinledim ama tatlı bir kaşıntı gibi tekrar dinlemek için sabırsızlanıyorum. Öte yandan bir benzetmede daha bulunarak, hiç bitmesini istemediğim bir pasta gibi erkenden tüketmekten de korkuyorum.

Dream pop ağırlıklı sound, açılıştaki Don't ile yavaş yavaş, devamındaki Work It Out ile sağanak şeklinde üzerimize yağıyor. Daha ilk dinleyişimde albümün en iyilerinden biri Work It Out olacak diyorum kendi kendime. I See U, Plans, Away ardı ardına, ilmek ilmek o kadar güzel bir ağlar örüyorlar ki, henüz ilk beş şarkıda çok güzel bir albüm yakalamış olmanın sevinci, huzuru kaplıyor bünyemi. Hüzün ve dansın bir bedende buluştuğu, şöyle estetik bir videosunun çekilesi bir pop külçesi olan Could've Been'in yoğunluğu ile sürüyor albüm. Dream pop olmanın hakkını veren You Only Had To Look Back bu kez işin dans kısmını bırakıp direk hüzne odaklanıyor. Sonrasında yaklaşık yedi dakikalık öyle bir Leaves çıkıyor ki ortaya, zaten diğer şarkıların kıvama getirdiği gönül göz göre göre çalınıyor. İlk iki dakikası albümün normal düzeyinde giderken, tam ikinci dakikada başlayan nakarat bölümündeki tutkuyu son zamanlarda çok az şarkıda duydum. Ama sonrasında o nakarata ve tutkuya fazla abanmadan, tadında bırakarak, yanağa müthiş bir öpücük kondurarak bir sonraki buluşmaya randevu veriyor sanki Leaves.

Süresi uzun, etkisi kısa ama yoğun olan Leaves'in dağıttığı hüzün dolu dikkatimi toparlamakta zorlandığımdan olsa gerek, son iki şarkı Holding Back ve Retain'e kendimi veremedim şimdiye kadar. Benim için albüm Leaves'den sonra bitiyor gibi geldi ama öyle demek istemiyorum. Özellikle Retain kendini çok iyi saklayan bir şarkı. Aslında albümdeki on şarkının onu da Leaves'in yaptığı gibi bir sonraki buluşmaya dek gizemlerini koruma becerilerine sahip. Bazılarını erken çözmüş, kendi çapımda onlardan alacağımı almış, daha da almak istiyor olabilirim. Fakat her seferinde sanki daha çözülecek şeyler olduğunu hissediyorum ve bu duygunun kaybolmasını istemiyorum. Ryan Downie'nin gökyüzüne fısıldar gibi incelip stüdyo teknikleriyle yoğurduğu kırılgan vokali, her şarkıda ayrı bir iz bırakıyor. Dinleyicisini hazırlıksız yakalamayı seviyor. Özellikle I See U ve Could've Been ile aynı kırılganlığa hiç dokunmadan hafif tempolu hale getirerek tempo tutturup dans figürleri düşündürebiliyor. Ne yaparsa yapsın, o dinleyeni adeta esir alıyor. Sonra da rüyalar alemine sürgüne yolluyor. Geri dönmeyi aklından geçirmeyecek bir sürgüne...

1. Don't
2. Work It Out
3. I See U
4. Plans
5. Away
6. Could've Been
7. You Only Had to Look Back
8. Leaves
9. Holding Back
10. Retain

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder