28 Ağustos 2021 Cumartesi

Juleah - Stoked On Planet Summer

 
Bir albüme şans vermek için kimi zaman kapağı, kim, zaman öncesinde duyduğunuz bir şarkısı, kimi zaman da burada olduğu gibi künyesi yeterlidir. Künyesinde Rock, Shoegaze, Neo-Psychedelia, Surf Rock yazan ve bu sebepten çölde bira bulmuş gibi atlayıp dinlemeye başladığım sevgili Juleah kişisine/grubuna ait Stoked On Planet Summer, kıvrak surf gitarın rehberliğindeki cool bir ablanın seslendirdiği Eat Sleep Sun ile çok iyi bir açılış yapıyor. Alternatif ve indie cenahtan bir "yaz rock" olan bu şarkının ardından Why ile tempoyu biraz düşürüp dokunaklı bir riff sayesinde şarkıyı yükselten Juleah, yavaş yavaş rengini belli ediyor. Sıradaki Chrysalis, bas, gitar, davul üçlüsünün uyumuyla, özellikle de gitarın yaydığı tatlı surf/western melodisiyle ne oluyoruz dedirtti. 2021'de duyduğum en iyi şarkılardan biri olan Chrysalis ile işi ciddiyete binmişken, dördüncü şarkı Fruit Tree and The Fuzzy Bee, yaklaşık 6 buçuk dakikalık süresini hiç hissettirmeyen ve yine gitarın çok iyi bir riff ile psychedelic surf sularına bıraktığı enfes bir şarkı. İşte tam bu noktada, dördüncü şarkıdan sonra albümü dinlemeyi bıraktım. Çünkü Juleah kimdir, bu harika şarkılar nereden gelir, başka albümleri var mıdır diye ona dair her şeyi en baştan almak, Juleah çalışmak istedim.

Amerika'nın hangi güney eyaletinden geldiğini, grup mu yoksa şarkıcı mı olduğunu bilmediğim Juleah, meğer Julia Hummer adında, başkenti Viyana olan Avusturya'nın Vorarlberg şehrinden gelme bir singer / songwriter / guitarist ablamızmış. Stoked On Planet Summer ise onun dördüncü albümüymüş. 2013 tarihli ilk albümü Shimmering Road ile başlayan Juleah yolculuğum daha ilk elden büyülü bir hal aldı. Yarım bıraktığım son albümle aynı sounda sahip Shimmering Road, Juleah'ın yönlendirici, toparlayıcı, bazen de adeta bir vokal gibi kanlı canlı gitar melodileriyle rotalar oluşturan şarkılardan oluşmakta. Hele bir Town Of Abidance var ki, dinlerken yerden yaklaşık 1 metre yükseldiğime yemin edebilirim ama kanıtlayamam. Meğerse benim standartlarımda 2013'ün en iyi şarkılarından biriymiş. Keza Shimmering Road (2013), Melt Inside The Sun (2015) ve Desert Skies (2019) albümleri de kendi yılları içinde yılın en iyi albümlerindenmiş. Bu kadar albüm kaçırdıktan sonra nihayet Stoked On Planet Summer'ı yerinde ve zamanında yakalamanın mutluluğu içindeyim. Hepsi 10'ar şarkıdan oluşan, künyesindeki türleri birebir değil, hepsini ustalıkla karıştırıp bir potada eriten, benim nazarımda bir "Juleah müziği" yaratan bu muhteşem kadının, amatör Eat Sleep Sun videosundan anladığım kadarıyla normal bir eş ve anne görüntüsü de tevazusuyla karizmasını kat kat arttırdı.


Bu Juleah müziğini biraz daha açarsak, sözünü ettiğimiz türlerin hepsinden biraz biraz mevcut ama hiçbirini doğrudan bu surf rock, şu blues rock, bunda neo-psychedelia var, şunda psychedelic rock var diye kasmıyoruz. Surf, western, desert, blues gibi sinematik rock formlarını bu kadar özümseyip onlardan basit bir biçimde kendi çıkarımlarını yapan Juleah, o basitlik içinden hayalgücü geniş dimağlarda harikulade manzaralar yaratacak kadar yoğun sindirimler sağlıyor. Yazın çıkılan doğayla iç içe bir seyahatin, denizle veya çölle paylaşılan tatlı tembelliğin, güneşe sunulan teslimiyetin müziğini yapıyor. Sadece güne değil, geceye de şahane paylar bırakıyor. Gece yarısı girdiğiniz bir beldenin benzin istasyonunu, uzaktan görüp hep uzakta kalmasını istediğiniz şehir ışıklarını, belki aç karnına sigara molası verdiğiniz terminalini, o saatte konuşacak yerlisini bulduğunuz parkını, belki tatlı bir uyku çekeceğiniz köhne otelini aklınıza getiriyor. Gitar tonları ve melodileriyle o kadar güçlü anlar yakalıyor ki, bir orkestra şefi edasıyla şarkıları gidecekleri yere götürmekle kalmıyor, götürdüğü yerden bir sürü hediyelik eşyayı da çantanıza dolduruyor. Bu tasvirlerden virtüözite, komplike, epik çıkarımlar yapılmasını da istemem. Juleah müziğinde muhteşem bir normallik, sapına kadar dürüstlük, günün her anına sirayet eden kafası güzel bir samimiyet var.

Stoked On Planet Summer'a kaldığımız yerden devam edelim. Dört Juleah albümünü en baştan kronolojik olarak yudumlamak istememe sebep olan ilk dört şarkının sihrini tekrar yaşadıktan sonra kaldığımız yerde bizi yaz sıcağının kucağına bırakan bir hippi tribi olarak Sun Worship bekliyor. Enstrümantal El Paisaje Se Mueve'nin tiril tiril surf/western tatlılığı, Snake'in adı gibi yılan kıvraklığıyla sürüne sürüne zihin kıvrımlarında gezinişi, kapanışı yapan Sweet and Bitter'ın psychedelic ve progressive birlikteliğiyle kıvama gelip yükselişi, bana göre yılın en iyi rock albümlerinden birinin diğer parlak anlarını oluşturuyor. Zaten yılın en iyilerinden biri olacağını ilk dört şarkının bitiminde anlamıştım. Julia Hummer, iyi rock şarkıları yazmanın formülünü kendince bulmuş ve dört albüm boyunca bunu istikrarla sürdürmüş. Eğer gitar ana karakterse, onun çıkaracağı iyi bir melodiye, güçlü bir riffe bazen sadık kalmak, bazen de onu başka melodi ve rifflerle desteklemek, bunu özellikle yaz mevsimi konseptinde hem tozlu, hem ıslak ruh halleriyle kaplamak gerektiğine inanmış. Kuru kuru veya harala gürele bir rock değil, içinden türlü türlü renklerin, hislerin, rüyaların fışkırdığı, az bilinen bir pınardan çıkan bir su derim ben buna.

1. Eat Sleep Sun
2. Why
3. Chrysalis
4. Fruit Tree and The Fuzzy Bee
5. Sun Worship
6. El Paisaje Se Mueve
7. Planet Summer
8. Snake
9. Cotton Candy Castles
10. Sweet and Bitter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder