30 Haziran 2025 Pazartesi

Issız Ada Radyosu Arşivi (Haziran 2025)

Sally Shapiro - Ready to Live a Lie
Yıl: 2025 İsveç
Tür: Synthpop, Synthwave, Dance-Pop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Did You Call Tonight"
Frankie and The Witch Fingers - Trash Classic
Yıl: 2025 ABD
Tür: Garage Rock, Punk
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Out of the Flesh"
Oasis - Time Flies... 1994-2009
Yıl: 2010 İngiltere
Tür: Britpop, Alternative Rock
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: "D'You Know What I Mean?"
The Sherlocks - Everything Must Make Sense!
Yıl: 2025 İngiltere
Tür: Indie Rock, Britpop, Pop Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Bones"


Jimmy Barnes - Defiant
Yıl: 2025 Avustralya
Tür: Pop Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Defiant"


The Knocks & Dragonette - Revelation
Yıl: 2025 ABD/Kanada
Tür: Dance-Pop, Synthpop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Let My Love Open the Door"
Goblyns - Three Sisters
Yıl: 2025 Almanya
Tür: Neo-Psychedelia, Psychedelic Rock
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Three Sisters"

The Young Gods - Appear Disappear
Yıl: 2025 İsviçre
Tür: Industrial Rock, Alternative Rock
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Blue Me Away"

Vervex - Olympic
Yıl: 2025 ABD
Tür: Indie Pop, Synthpop, Chillwave
"F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Clock In (feat. Kendall Lujan)
S H I R A N & Bakal - Electro Baghdad
Yıl: 2025 İsrail/Yemen
Tür: Synthpop, Electropop, World
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Ah Ya Layla Yumma"
Masked - Bloody Sweetheart
Yıl: 2025 Arjantin
Tür: Darksynth, Synthwave
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Dress to Kill"
Trance Bill - Unleashed
Yıl: 2025 Endonezya
Tür: Garage Rock, Surf Rock, Punk
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Psychofuzzorchestra"
VA - F1 The Album
Yıl: 2025 ABD
Tür: Pop, Hip-Hop, Soundtrack
"F" Rate: 3/10
I.A.R. tavsiyesi: Ed Sheeran - "Drive"
Calibro 35 - Exploration
Yıl: 2025 İtalya
Tür: Jazz-Funk, Neo-Psychedelia
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "Mission Impossible"
HAIM - I Quit
Yıl: 2025 ABD
Tür: Pop Rock, Indie Rock
 "F" Rate: 5/10
I.A.R. tavsiyesi: "Now It's Time"
Shake Some Action! - Top Gear
Yıl: 2025 ABD
Tür: Pop Rock, Power Pop
"F" Rate: 7/10
I.A.R. tavsiyesi: "I Want You"
Nxdia - I Promise No One's Watching
Yıl: 2025 Mısır/İngiltere
Tür: Alt-Pop, Pop Rock
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Boo, Nevermind"
Rod Stewart - Ultimate Hits
Yıl: 2025 İngiltere
Tür: Rock, Pop Rock, Soul
"F" Rate: 9/10
I.A.R. tavsiyesi: Have I Told You Lately"
Tan Cologne - Unknown Beyond
Yıl: 2025 ABD
Tür: Dream Pop
"F" Rate: 6/10
I.A.R. tavsiyesi: "Angels"
Ouzo Bazooka - Kapaim
Yıl: 2025 İsrail
Tür: Psychedelic Rock, Neo-Psychedelia
"F" Rate: 8/10
I.A.R. tavsiyesi: "Home"


19 Haziran 2025 Perşembe

The Cult - Ceremony

 
1989'daki başyapıt Sonic Temple'dan sonra beşinci The Cult albümünün nasıl olacağı 90'lara girerken rock dünyasının en merak ettiği konulardan biriydi. Çıta o kadar yükselmişti ki, yeni albümde ticari ve eleştirel başarının düşeceğine yönelik inanç oluşmaya başlamıştı. Bu pozisyonda kalan albüm, film, kitap vb. eserlerin genel kaderi budur zaten. "Yani daha ne kadar iyi olabilir?" Ceremony donemi çok çalkantılıydı. Bas gitarist Jamie Stewart gruptan ayrılmıştı. Vokalist Ian Astbury ve gitarist Billy Duffy'nin arası limoniydi. Öyle ki, ikili çok nadir stüdyoda bir araya geliyor, kendi bölümlerini farklı zamanlarda ayrı ayrı kaydediyorlardı. Bunlar yetmezmiş gibi albüm kapağında fotoğrafı bulunan kızılderili çocuğun ebeveynleri tarafından Werner Bros Records'a 61 milyon dolarlık tazminat davası açıldı. Dava iki defa sonuçsuz kaldı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen bence en iyi ikinci The Cult albümü kesinlikle Ceremony'dir. Onunla da çok anım var. Kızılderililere hayran olmamın, albümün de Amerikan yerlileri konseptine sahip olmasının etkisi pek yok aslında. Bunlar olmasaydı da Ceremony alev alev yanan şahane bir albüm. Söz konusu sıkıntılı dönemi kazasız ve kaliteli biçimde atlatmalarının sonucu 11 adet güçlü hard rock şarkısı daha kazandırdılar. Astbury - Duffy ortak bestesi bu şarkılar, zaman zaman blues kökenli hard rock olmanın ötesine geçip, sert tavrı nedeniyle grunge arefesinde grunge ayak seslerini bile duyabildiğimiz tutkuya sahipler.

Sonic Temple'da yapımcı koltuğunda tartışmalı da olsa özellikle 80'lerde bir sürü rock klasiğine emek vermiş Bob Rock oturuyordu. Ceremony'de ise yine bir sürü tanınmış isimle çalışan Richie Zito oturuyor. Bu değişimin tam olarak nasıl bir fark yarattığını ancak profesyoneller analiz edebilir. Biz şarkılar iyi mi kötü mü ona bakarız. Yalnız dikkat çeken unsurlardan biri şarkıların normalden biraz daha uzun olması. Ama o uzunluk da klasik The Cult bileşenleri yerinde durduğu için sıkıntı yaratmıyor. Astbury, Duffy ve davulcu Mickey Curry yine çok formdalar. Öncelikli olarak davulcu olmak üzere multi-enstrümantalist, stüdyo müzisyeni, yapımcı Charles Drayton ise Jamie Stewart'tan boşalan bas gitar mevkisini tecrübesiyle doldurup devleşiyor. Drayton'ın stüdyoda veya konserlerde düşüp kalktığı isimler arasında The Rolling Stones, Paul Simon, Neil Young, Miles Davis, Herbie Hancock, Johnny Cash, Chaka Khan, Mariah Carey, Seal, Bob Dylan, Iggy Pop, Courtney Love gibi çok acayip isimler olduğunu söylersek kendisinin önemi daha da anlaşılır. Artık kayıtları ayrı ayrı mı, beraber mi, nasıl yapmış olurlarsa olsunlar ortada kanlı canlı, arzulu, tutkulu, disiplinli rock şarkıları mevcut. Albümden Wild Hearted Son ve Heart Of Soul single olarak çıkmış ve Sonic Temple ruhunun devam ettiğini ilan etmişlerdi. Ama albümü bitirince de neredeyse her şarkının birer single olabileceği bu ruha tekrar aşık olduğumu fark etmiştim.


The Cult'ın blues kökenli hard rock reçetesine eser miktarda dahil ettiği funk dengesine hep hayran olmuşumdur. Bu albümde de açılış ve isim şarkısı olan, daha ilk elden çıtayı tepeye diken şahane Ceremony, yılan gibi kıvrım kıvrım Earth Mofo, kapanışı yapan ve Billy Duffy'nin gitarıyla Ian Astbury vokalinin adeta düet yaptığı Wonderland bu dengeye üç örnek. Destansı bir White, grubun hüzün ve coşkuyu tek bedende buluşturma ustalığının örneklerinden olan bir Sweet Salvation, Tom Petty and The Heartbreakers'ın klavyecisi Benmont Tench'in piyano çaldığı bir If, albümün diğer kaliteli anlarını oluşturmakta. Tench Usta aynı zamanda Ceremony, Heart Of Soul ve Sweet Salvation'da org çalmakta. Ayrıca Indian adında davulsuz, akustik, içli bir beste var ki, Amerikan yerlileri konseptini güçlendiren, albümün geniş yelpazesinin altını bir kez daha çizen çok iyi bir şarkı. Yetmediyse şarkıdaki Suzie Katayama'nın çaldığı çelloyu, Perulu caz davulu ve perküsyon ustası Alex Acuña'nın dokunuşunu da ekleyelim. Yani karşımızda öyle alelade bir hard rock albümü durmuyor bunu bilelim.

Bu da mı yetmedi? O zaman Ian Astbury'nin liriklerindeki bir iki ufak referanstan da söz edelim. White'ın sözlerinde Polonya doğumlu Amerikalı yazar, şair, gazeteci Lawrence Lipton'ın 1959 yılında yazdığı The Holy Barbarians romanından bir alıntı bulunuyor. Holy Barbarians aynı zamanda Astbury'nin 96'da kurup 97'de dağıttığı, Cream isminde tek bir albümü bulunan yan grubunun adı. Heart Of Soul'un girişinde yer alan "Down and out in London, Los Angeles, and Paris too" sözleri, George Orwell'in 1933 tarihli romanı Down and Out in Paris and London'a gönderme yapıyor. Los Angeles eklentisi ise İngiliz grubun o sırada bulunduğu ve muhtemelen vatan hasretinden kaynaklı bir referans. En önemlisi, Ceremony genel yapı itibariyle Amerikan yerlileri temasından hareketle küresel ısınmaya, çevre bilincine, doğanın kudretine, en büyük çevreciler olarak kabul edilen yerli kültürüne yazılmış katmanlı bir mektup. Ceremony, bütün bir albüm olarak sevdiğim son The Cult albümü olması nedeniyle bana bir veda albümü gibi gelmiştir. Çünkü sonrasında gelen 6 albümü hiçbir zaman Sonic Temple ve Ceremony gibi sevemedim.Ceremony bence bir Sonic Temple değil. Ama bir Ceremony!

1. Ceremony
2. Wild Hearted Son
3. Earth Mofo
4. White
5. If
6. Full Tilt
7. Heart of Soul
8. Bangkok Rain
9. Indian
10. Sweet Salvation
11. Wonderland

11 Haziran 2025 Çarşamba

The Raveonettes - Pe'ahi II

 
Danimarkalı ikili Sune Rose Wagner ve Sharin Foo'dan oluşan The Raveonettes'un 10. stüdyo albümü Pe'ahi II, uzun süren The Raveonettes hasretimi dindirdi. Neyse abartmayalım. Öyle bir hasret olmadı. Ama gerçekten bu sayfalarda içimi döktüğüm 2012 tarihli Observator albümü öncesi ve sonrası gruptan istediğim verimi alamamış, Observator'ın en iyi The Raveonettes albümü olduğunu bağırmıştım. Pe'ahi II ile de en iyi ikinci albümleri geldi diyebiliyorum. Aslında albüm kapağını ve adını görünce gözüm bir yerden ısırdı. O ısırık küçük bir araştırmaya dönüştü ve 2014 tarihli Pe'ahi'nin devamı olduğu anlaşıldı. 2014'te kaldığı için hafıza tezelemek gerekti tabii. Zamanında 3.5/5 verdiğimi ve bu notu hak ettiğini düşündüğüm Pe'ahi gayet iyi bir albüm. Ama Pe'ahi II, özellikle ikinci dinleyişten sonra 4/5 ettiğini düşündüğüm bir devam. Grubun neden 11 yıl sonra bu albüm üzerinden bir devam tasarladığını tam olarak bilmiyorum, röportaj falan da okumadım. Ancak iki albüm arasındaki müzikal atmosfer sanki peş peşe çıkmış olsalar aradaki zaman farkı hiç de hissedilmeyecekmiş gibi uyumlu ve bütünlüklü.

STRANGE, gözümde nedense gotik bir mezuniyet balosu sahnesi canlandıran olgunlukta ve bunu söylediğim için tuhaf hissettiğim üzere "sevimlilikte" bir shoegaze. Yok, hiç de tuhaf değil aslında. Yürek burkan bir sevimlilik diyelim ona. BLACKEST'ın "industrial" karizmasına hiç direnmeden teslim oldum. Aslında direkt kendisi beni teslim aldı. DISSONANT'ta da benzer durumlar vardı. The Raveonettes'un garaj rock'ı getirdiği bu noktaya Observator'dan sonra yine hayran hayran bakakaldım. KILLER, ilk yarısında ritmik altyapısının üstüne yine dream pop/shoegaze üstyapısı yerleştirerek yaklaşık üç dakika mest ediyor. İkinci yarıda ise enstrümantal bir trip hop'a evrilip tekdüzeleşse de bunaltmıyor. LUCIFER yine ritmik, yine gizemli, yine sonlara doğru tempoyu biraz düşürüp enstrümantal hale gelse de sevimsizleşmeyen bir başka beste. SPEED, ismine uygun hızlı bir düzlemde o hızı radara yakalatmadan shoegaze tutkusunu koruyabilen tatta bir güzellik. Albümün tek iki kelimelik şarkısı olan SUNDAY SCHOOL, puslu bir atmosfer içinde neşeli takılan, şirin gitar riffiyle hem karanlığa, hem aydınlığa çeken bir sounda sahip.

Kapanışa geldiğimizde, zaten albümün ve hatta Pe'ahi konseptinin alameti farikası olan endüstriyel, alternatif, art, saykodelik gibi kelimelerle başlayan pop anlayışının zirvelerinden biri olan ULRIKKE bizi karşılıyor ve uğurluyor. Çok tuttuğu için devamı çekilen, ancak devamı ilkinden daha iyi duran bir film misalı Pe'ahi II bana biraz daha iyi göründü. STRANGE ile açılıp ULRIKKE ile kapanan, tam tersi de olsa meydana getirilen bu kaliteli kozmik garaj ambiyansı sayesinde pek bir şey fark etmeyecek bu konseptin devamı Pe'ahi III olarak birgün önümüze gelir mi? Buyursun gelsin! Aynı isimle gelmese bile zaten The Raveonettes önceki albümleriyle (en çok da Observator ile) bu tarzını korumuş, sadece şarkı yazımında bazı albümlerinde fazla itinalı gözükmemişti. Oturtmaya mı çalıştığı, yoksa deneysel kaçamaklar mı yaptığı tam olarak anlaşılmayan bu endüstriyel pop rüyaları ne kadar sürerse sürsün razıyız. 2024'teki Sing... bu sürece pek yakışmamıştı açıkçası. Artık kendileri de mi bunu farkedip hemen ertesi yıl Pe'ahi II ile geri döndüler, yoksa ilk Pe'ahi'ye almadıkları yedekleri mi oyuna sürdüler bilmiyorum. Böyle yedeklere kapımız her zaman açık.

1. STRANGE
2. BLACKEST
3. DISSONANT
4. KILLER
5. LUCIFER
6. SPEED
7. SUNDAY SCHOOL
8. ULRIKKE