5 Kasım 2013 Salı

Motörhead - Aftershock


Yıl olmuş 2013, Motörhead hala albüm yapıyor, durduramıyoruz. Hayır aslında durdurmak istemiyoruz. 1975'ten beri artık bir heavy metal grubu olmanın ötesine geçip bir marka, bir müzik formu haline gelmiş Motörhead'in 22. stüdyo albümü Aftershock çıktığında bu dönemlere şahit olduğumuzdan ötürü ne kadar şanslı olduğumuzun farkında olmamız gerekiyor. Fanatik hayranları tarafından tanrı ilan edilen 68 yaşındaki Lemmy Kilmister'ın önderliğinde sürdürülen bu uzun kariyer, benim gibi fanatik değil ama hayran olanlar tarafından bu adamın neden bu kadar sevildiğine dair nice önemli durakla dolu. Şahsen bu uzun kariyer boyunca onun yılmaz takipçilerinden biri değildim. Hatta 1980 albümü Ace Of Spades'ten 2006 tarihli Kiss Of Death'e kadar sadece önünden şöyle bir geçip gittim. Kiss Of Death'in çok iyi bir albüm olması bir yana, Motörhead'i 2006'da adeta yeniden keşfetmiş olmak şimdiye kadar hiç kimse için başıma gelmeyen birşeydi.

Motörhead'i "yeniden keşfetme" durumunun aslında tam dayaklık bir mesele olduğunun farkındayım. Bunu bu şekilde ifade etmek doğru gelmeyebilir. Ama yıllar boyunca değişen ve değişmesini istediğimiz rock formatlarıyla, yıllardır değişmeyen ve değişmesini istemediklerimiz arasında yaşadığımız çelişkiler bizi bu garip ifade biçimlerine zorlayabiliyor. Benim açımdan bu çelişkilere verebileceğim örneklerden biri AC/DC ile alakalıdır. Bazı albümleri haricinde AC/DC gibi bir rock ikonunu sıkıcı bulurum. Bana senelerdir hep aynı şarkıyı çalıyorlarmış duygusu verirler. Hemen her albümlerinde 1-2 hit şarkı bulunur, 1-2 adet de onlara hakkıyla yancılık edenler vardır, geri kalanı zaman doldurmak içindir sanki. Oysa Motörhead'in hitlerle, yancılarla, zaman doldurucularla işi olmaz. En kötü Motörhead şarkısı dediğinizde bile acayip işler dönebilir. Tamam, Motörhead'i derinlemesine analiz etmeye muktedir kişilerden biri sayılmam. Ama rock müziğin monotonlukla değil, rock'n roll'a doğru atını dörtnala sürmekle ilgili olduğunu herkes bilir.


Kiss Of Death (2006), Motörizer (2008) ve The Wörld Is Yours (2010) üçlüsü ile peşpeşe aklımı uçuran grup, üç yıl gibi Lemmy için uzun sayılabilecek bir aradan sonra Aftershock ile döndü. En son Another Perfect Day (1983) ve Orgasmatron (1986) arasında üç yıl ara vermiş, neredeyse her sene bir albüm yapmış, hatta sadece 79'da Overkill, Bomber ve On Parole ile üçlü çekmiş Lemmy, bu durumu kimseye çaktırmaz. Aradan bir sene de geçse sanki uzun süredir Motörhead dinlemiyormuş gibi hissederim. Motörizer'dan bahsederken de söylemiştim. Hiç bilmeyen birine Ace Of Spades'ten sonra Motörizer'ı veya Aftershock'u bir sonraki Motörhead albümü olarak yutturmanız mümkün. Başkası olsa bu durum hiç de övünülecek birşey olmaz. Ama Motörhead'den bahsediyoruz. Bunu biraz daha açalım:

Bazı müzisyenler, müzik eleştirmenleri ya da sokaktaki müzikseverler bir sanatçı veya grubu sadece ismen, olmadı birkaç şarkısıyla bilir ve körü körüne yaptığı her şarkıyı, her albümü seviyormuş gibi yapar. O şarkı ve albümleri hiç dinlemeseler bile sırf saygılarından "kesin iyidir, zaten onlar hep süperdir" deyip yollarına devam ederler. Motörhead de süperdir! Ama bunu boş boş söylememek çok lazım. Lemmy'nin benzersiz bas tekniğinin, benzersiz vokalinin, benzersiz rock'n roll hayat tarzının yansıması olan şarkılar, aynı yörüngede seyreden farklı ebat ve parlaklıktaki yıldızlar gibidirler. O kaos içinde cesaret, tutku, harbilik, hatta huzur bile bulunabilir. 2010 tarihli Lemmy belgeseli birçok yönden aydınlatıcı. Orada ona hayran rock müzisyenlerinin bir dolu övgüsü zaten herşeyi en iyi şekilde özetliyor.

Aftershock herşeyiyle sürprizsiz bir Motörhead yapıtı. Heartbreaker, Coup de Grace, Death Machine, Paralyzed, Crying Shame, Queen Of The Damned, Keep Your Powder Dry ile yine müthiş hard rock, heavy metal, punk ayarları çekiyorlar. Lost Woman Blues ve Dust and Glass adlı iki yavaş parçayla olaya blues dumanları savuruyorlar. 84'ten beri grupta yer alan Phil "Zoomster" Campbell'ın yürek söken gitar soloları ve hala 20'lik delikanlılar gibi çalan Mickey Dee'nin gümbür gümbür davulları her zaman olduğu gibi formunda. Şu 14 şarkıyı böylesine kıvama getirebilmek için birçoklarının senelerce göbeği çatlıyor. Ama Motörhead için basit bir refleksmiş gibi doğal, dürüst ve kendi bildiğinden şaşmayan bir tavır, şarkılar aracılığıyla dinleyiciye rahatça geçiyor. Belgeselde de söylendiği üzere Lemmy asiliği ve ozanlığı bünyesinde toplamış gerçek bir "Hard Rock Johnny Cash" olarak şarkılarına en okkalısından Motörhead damgasını vuruyor.


Aslında yukarıdaki gibi yapılmaması gereken bir karşılaştırma yaparsanız Motörhead AC/DC'yi götürür. Battı balık yan gider, bu kez de onun karşısına Pearl Jam'i koyalım. Elmayla armut gibi de düşünmeyelim. Grup yakın zamanda Lighting Bolt adında bana göre kötü mü kötü bir albüm yaptı. Bazı eleştirilerde bu albümün Ten ruhuna yaklaştığına dair yazılar okuyunca acaba kulaklığı yanlış bir yerime takıp öyle mi dinledim diye tekrar döndüm. Çekilir eziyet değil. 20. sanat hayatını icra eden çok sevdiğim Pearl Jam'in 1998'deki Yield albümünden sonraki işlerine tahammül edemeyişim her yeni Pearl Jam albümünde çok zoruma gider. 40. sanat hayatına merdiven dayamış Motörhead'i düşündükçe kendi bildiği yöntemlerle rock'n roll'a sadık kalabilmenin sırları ortaya çıkıyor. Bu kadar yıl, bu kadar albüm, bu kadar Jack Daniels bile 70'ine göz kırpan Lemmy'yi yolundan bir gram saptırmamışken, daha genç insanların huzurevi koltuklarında uyuklatan şarkılar yapmaları hayret verici gerçekten.

İnsanı insan, grupları grup yapanlar yine tercihleri oluyor neticede. Rock'n roll'dan vazgeçmenin nasıl bir tercih olduğunu anlayamasak da bu böyle. Lemmy ve Motörhead bu alemde çok şey gördü. Hair spray hard rock, psychedelic, grunge hepsinin içinden geçip gitti. Hiç yalana dolana sapmadı. Hep inandığı müziği yaptı. Aftershock gösteriyor ki hala yapıyor. Hem de en ufak bir yara almamış, sanki kilometreyi sıfırlamış gibi. Lemmy belgeselinde onun hakkında en güzel sözleri söyleyenlerden biri olan grunge eskisi Dave Grohl'un dediği gibi, onun döneminden kalan rock yıldızları özel jetleriyle turlarken, Paris'in en pahalı otellerinde mankenleri becerirken Lemmy Jack & Coke içip yeni albüm yapıyordur muhtemelen. Hatta belki şu anda bile. Yapmıyorsa da ara vermiş, ya çizgi film izliyor ya da Rainbow Bar'da atari oynuyordur.

1. Heartbreaker
2. Coup de Grace
3. Lost Woman Blues
4. End Of Time
5. Do You Believe
6. Death Machine
7. Dust and Glass
8. Going To Mexico
9. Silence When You Speak To Me
10. Crying Shame
11. Queen Of The Damned
12. Knife
13. Keep Your Powder Dry
14. Paralyzed

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder