17 Temmuz 2013 Çarşamba

Valerie June - Pushin' Against A Stone


1982 Jackson, Tennessee doğumlu Valerie June Hockett, künyesinden az çok anlaşılacağı üzere folk, country, blues, soul, gospel, bluegrass karışımını ılık ılık estiren bir güzel insan. Klişelerle başlayan müzik hayatı küçük yaşta müzisyen babanın etkileriyle kilise korosunda şarkı söylemek şeklinde özetlenebilir. Henüz 19 yaşındayken kocasıyla ikili oluşturduğu bir grupla ilk kayıtlarını ve performanslarını yapsa da, boşandıktan sonra kendini solo çalışmalara, gitar, banjo, lap-steel öğrenmeye, şarkılar yazmaya vermiş. 2010'da Valerie June and the Tennessee Express adında bir EP çıkaran June, hayır konserleri, mini turlar, yerel bazı ödüller derken 2011'de ufaktan ilk albümü Pushin' Against A Stone'un çalışmalarına başlamış.

The Black Keys grubundan Dan Auerbach'ın bazı şarkılara katkıda bulunduğu Pushin' Against A Stone 11 şarkılık tozlu bir albüm. Kökleri çok eskilere dayanan türler karmasını biraraya getirirken bambaşka şeyler çıkarmıyor. Her şarkı kendi türüne sadakat çerçevesinde nasıl başlıyorsa öyle bitiyor. Tabii kendi içinde nostaljik yoğunluğunu yaşayarak. Aynı zamanda ilk single Workin' Woman Blues albümün en iyisi olduğu için açılışı yapıyor. Gerçi bu güzel şarkıda country ve sonlara doğru olaya dahil olan trompetle pop caz kaçamağı yapılarak daha ilk şarkıdan "sadakat" kelimesine ters düşmüş oldum. Ama bu küçük kaçamaklar bile şarkıların tek vücut havasını bozmamış, retro hissiyatların kanatları altında sözler müziğe karışmış. Valerie June'un Alela Diane'e akraba olan ses rengi de beni ayrıca mest etti diyebilirim.


Somebody To Love banjo, keman ve gospel vokaller eşliğinde ahşap kederlere kadeh kaldıran şık bir akustik balad. Onun gibi albümde başkaları da var ama bence en iyisi bu. Şanslı bir erkek vokalle (adını bulamadım ama muhtemelen Dan Auerbach'tır diye düşünüyorum) yaptığı Tennessee Time sevdiğim bir başka country blues şarkısı. Ama Valerie June'un en beğendiğim anları yorgun bestelerden ziyade Pushin' Against A Stone ve The Hour gibi blues-soul-country üçlüsünü 60'lı yıllardan çekip çıkaran tasarımları oldu. Albümün bir fragmanı yapılsa ben olsam fona isim şarkısı Pushin' Against A Stone'u koyardım mesela. Son olarak yine albümün en sıkı şarkılarından, aynı zamanda ikinci single olan You Can't Be Told'a değinmek gerek. Albüm geneline biraz aykırı duran, gitar sololu, yılışık olmadan neşeli takılan bir bar R&B'si olarak karizmasına diyecek yok. Zaten şarkı, İngilizlerin cool müzik dergisi Uncut'ın şu sıralar çıkardığı 15 şarkılık This Wheel's On Fire: Best New Music derlemesine seçilmiş. Uncut dediğiniz de öyle boş beleş seçmeler yapmaz.

Resimlerine dakikalarca bakmaktan usanmadığım güzellikteki Valerie June'un aynı güzellikteki sesini verdiği 11 şarkının ev sahibi Pushin' Against A Stone, yaz mevsimine tatlı bir huzur ve serinlik katan albümlerden. Sıkıntıların, sorunların, kötülüklerin arasından sıyrılıp yeşeren bir kardelen gibi. Dinleyicisini de tüm bunlardan bir süreliğine sıyırması muhtemel. Özünde hüzün yatan bir müzik bunu nasıl yapar denirse, çivi çiviyi söker hesabı düşünmemek gerek. Ondaki hüzün duygusu beraberinde umut taşıyan bir özdeşliği de getiriyor. O ses bir süre sonra o kadar samimi gelmeye başlıyor ki, ne dediğine aldırmadan sizi başka yerlere götürüp kafanızı dağıtıyor. Kafa dağıtan her müzik ucuz da sayılmaz elbet. Dağıttığı kafanızı bu defa kendi kafasında yarattığı dünya içinde derleyip toparlıyor. Orada size yüklediği hüzün, neşe, umut, hayalkırıklığı artık neyse, sizin bir parçanız oluveriyor. Kopan birşeyler başka biryerlerde tekrar birbirine bağlanıyor. Tekrar kopmak ve tekrar bağlanmak için...

1. Workin' Woman Blues
2. Somebody to Love
3. The Hour
4. Twined & Twisted
5. Wanna Be on Your Mind
6. Tennessee Time
7. Pushin' Against a Stone
8. Trials, Troubles, Tribulations
9. You Can't Be Told
10. Shotgun
11. On My Way

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder