21 Kasım 2015 Cumartesi

Stevie Ray Vaughan and Double Trouble - In Step


3 Ekim 1954'te Dallas'ta doğan, 27 Ağustos 1990'da bir konser dönüşü geçirdiği helikopter kazası sonrası henüz 35 yaşında hayatını kaybeden Stevie Ray Vaughan, bu ömre sığdırdığı albümler, sayısız konserler, önemli ödüllerle olağanüstü bir blues efsanesiydi. Benim bunu anlamam ise kadim dostları Double Trouble ile 1989'da çıkardığı In Step albümü ile oldu. Özellikle 90'larda hiç elimden düşürmediğim bu albüm (kaset), dönemin çetrefilli rock atmosferinden bunaldığım anlara acayip bir alternatif oluşturuyordu. Yeni bir şey içermemesine, eski kaynakları modern blues kalıplarıyla yansıtmasına rağmen üstadın gitarından yaydığı, şarkı formuna soktuğu süper yeteneğini en iyi özümseyebileceğimiz anlara sahip In Step, aradan geçen 25 yıldan sonra bile yan bakılmayacak sertlikte blues rock besteleriyle hala bir çınar ağacı gibi dimdik durmakta.

Vaughan'ın 6 stüdyo albümünden dördüncüsü olan In Step, onun için bir yeniden doğuş albümü sayılırdı. Uzun süren alkol ve uyuşturucu alışkanlığı yüzünden girdiği rehabilitasyonun ardından çıkan ilk, üç kişilik Double Trouble ile yaptığı son albümdü. 10 şarkının hepsi için ayrı paragraflar açabilir, yazının iyice şişmesine sebep olabilirim. Zamansız ya da kendi zamanını sürekli ileri alabilen yapıdaki In Step, bir kere benim için gelmiş geçmiş en büyük blues rock şarkılarından biri olan, hatta toplamda benim için gelmiş geçmiş en büyük şarkılardan biri olan Crossfire'ı barındırıyor. İlk duyduğum andan bu yana her dinleyişimde yeniden aşık olduğum Crossfire, asla başkasının çalıp söyleyemeyeceği, çalıp söylese bile asla buradaki tadı veremeyeceği süper bir blues rock bestesi. Günümüz modern blues kalıpları diye bir şey varsa (ki var), bana göre örnek gösterilmesi gereken şarkılardan biridir Crossfire.


Üç blues ikonundan Let Me Love You Baby (Willie Dixon), Leave My Girl Alone (Buddy Guy), Love Me Darlin' (Chester Burnett) gibi üç şahane cover bulunan albümde Vaughan, bu şarkılara adeta yeniden hayat veriyor. Hatta bu şarkıların orijinallerinden haberim olmadığı için uzun süre Vaughan'a ait olduklarını sanmıştım. Orijinallerini de sonra dinledim. Onların önünde ceketimi iliklemekle beraber, Vaughan yorumlarına da şapka çıkarmadan edemem. Vaughan'ın 2011'de hayata veda eden yakın dostu şarkıcı, besteci, davulcu Doyle Bramhall (Snakecharmer şarkısı nefistir bu arada) ile yazdığı dört şarkı da birbirinden çılgın anlar içerir. Bunlardan The House Is Rockin' ve Scratch-N-Sniff'in rock'n roll enerjileri adamı kan ter içinde bırakırken, Tightrope ve Wall Of Denial'ın 1989'a ait modern blues rock duruşlarını günümüzle karşılaştırmak insanı zaman zaman hayrete düşürür. İki enstrümantal Vaughan bestesinden biri olan iki dakikalık Travis Walk, sanki Vaughan gitarına nazire yapan Double Trouble davulcusu Chris Layton'ın ağzı bir karış açık bırakan performansıyla dikkat çekiyor. Bir diğeri olan kapanıştaki dokuz dakikalık Riviera Paradise ise, caz rock sularında uzun ve serin bir yolculuğa çıkarıyor.

Stevie Ray Vaughan aramızdan ayrılalı uzun yıllar oldu. Ardında bıraktığı tüm kayıtlar çok değerli. Ama benim için In Step, Stevie Ray Vaughan kullanma kılavuzu gibidir. Tellere tane tane vurduğu anları gözünüzde canlandırırcasına özümsediğiniz mükemmel gitar tekniği, boyut değiştirten gitar soloları kadar, eşsiz bir soul gırtlağına sahiptir. Bilmeyen biri onu rahatlıkla bir siyah sanabilir. Beyaz blues rock'ın bu soul ses ile kimyası, siyah ve beyazın karışıp grileşmeden kendi renklerini diledikleri an ön plana çıkardıkları bir blues cümbüşüne dönüşür. En ufak açığı bile kapatmaya muktedir, sanki Vaughan sesi ile düet yapan Vaughan gitarı ilham vericidir. Buna işinin ehli bas, davul, hammond organ, nefesliler dahil olunca tüm blues rock karizması iliklere kadar hissedilir. Rehabilitasyon sonrası psikolojiden haberim yok. Ama tahmin edilir biçimde eski düzensiz hayatı yeniden rayına oturtmak için alınan tedbirler, verilen sözler bütünü olarak tanımlarsak, In Step hem bütün tedbirlerini almış, sözlerini tutmuş, rayına oturmuş bir görüntü çiziyor. Tabii blues sertliğini, çılgınlığını, hüznünü, emprovize yoğunluğunu törpülemeden.

1. The House is Rockin'
2. Crossfire
3. Tightrope
4. Let Me Love You Baby
5. Leave My Girl Alone
6. Travis Walk
7. Wall of Denial
8. Scratch-N-Sniff
9. Love Me Darlin'
10. Riviera Paradise

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder