13 Haziran 2016 Pazartesi

Los Venturas - Miles High


1999 kışında kurulan Belçikalı Los Venturas, beş kişiden oluşan bir garage / surf rock grubu. Haziran 2016 itibariyle dördüncü albümleri Miles High'ı çıkarmış bulunuyorlar. Bu albümle tanıdığım grubun, surf rock'ın her türlü klişesine sahip olmasına rağmen AC/DC muamelesi yapılmayacak kadar çağdaş iyi niyetleri de var. Biraz açarsak, alışıldık 60'lar etkilenimli surf rock ve spagetti western bileşenlerini modern fikirlerle beslemeye gayret ettikleri söylenebilir. Tekdüze surf nağmelerini uç uca eklemektense, rock'n roll sofrasına soul, ska, groove, reggae, hatta Akdeniz mezeleri de eklemeyi ihmal etmeyen grubun önceki albümleriyle de randevulaşmak kaçınılmaz bir hal alıyor. 60'ları temel aldığı için bende her daim kredisi olan surf rock, illa ki kendini tekrar eden bir döngü içinde martı kuşlarıyla full dolu bir nüans farkının arka fona mı yoksa yan profile mi yerleştiğini sorgulatır. Ama hayat bazen bunlarla güzel.

Bir şeyi çok fazla tekrar edersen monotonlaştırır. Fakat tam tersi o tekrar, meditasyon etkisi yaratıp sakinleştirici görevi de görebilir. En önemlisi de Los Venturas gibi (önceki işlerini bilmediğim için en azından Miles High albümü gibi) o tekrarın içine çeşni olacak ufak kırıntılar bırakıp onların şarkılara kattıklarını izleyenlerin yaptığı müzikleri izlemek de oldukça zevklidir benim için. O Fata Romana, Pradesh Hypno Beat, Venice Beach, Prada Do Norte gibi klasik surf rock bestelerini aradan çıkardıktan sonra geri kalan tüm şarkılarda bu kırıntıları farketmek mümkün. Tecrübelerini hissettirdikleri karizmatik El Rey De Los Cielos ve Fiorella With The Umbrella'yı da gururla aradan çıkarabiliriz. Bu iki şarkı, grubun klasikle modern arasındaki salınışını çok iyi özetler nitelikte, nitelikli şarkılar. Bu niteliğe sahip olanlardan biri de Theme From The Mile High Club. Yakaladığı ritm farklılığının suyunu çıkarmadan, psychedelic bir bakış açısını da yanında taşıyarak modernize olmuş Los Venturas şarkılarının en şık temsilcilerinden biri.

Bir surf rock albümde olmazsa olmaz spagetti western ambiyansını en derinden yansıtan parça bana göre The Horse He Rode On. Bir surf rock albümde olmasa da olur reggae ambiyansını ise Rajathsan Reggae yansıtıyor. Üstelik surf gitarlar biraz geride kalıp başrolü bir sitara veriyorlar. Keşke her surf rock albümde 1-2 tane olsa da tadını çıkarsak dediğim psychedelic-tropik-dramatik Taboo gibi şahane bir şarkı ise albümün tam ortasında inci gibi parlıyor adeta. Hani gün doğumuna da, gün batımına da aynı tatta giden şarkılar vardır ya, onlardan. Bir de Ringispil var, o da atlıkarınca melodisi üzerine kurulu ilk yarısını saymaz, daha groovy ikinci yarısını sayarsak iyi bir şarkı. Bir de bakmışız ki, albümdeki bütün şarkıların adı geçmiş. Öyle deli gibi hız yapan, party çocuğu ya da çiğ western oyunbazlığı yapan surf rock şarkıları değil bunlar. Daha zeki işi fikirlerden oluşan, daha tertipli düzenli garajlardan çıkma parçalar. Üstelik her birinin yedek parçası kendi içinde mevcut. Los Venturas "60'lar da 60'lar" diyerek sahte durmuyor. O yılları biçimsel bir özümsemeyle 2016'ya taşıyor. Surf rock'ın en görkemli haliyle.

1. El Rey De Los Cielos
2. O Fata Romana
3. Pradesh Hypno Beat
4. Ringispil
5. Taboo
6. Fiorella with the Umbrella
7. Theme From the Mile High Club
8. The Horse He Rode On
9. Praia Do Norte
10. Rajasthan Reggae
11. Venice Beach

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder