7 Nisan 2017 Cuma

Troubled Horse - Revolution On Repeat


Blues rock'tan beslenen, hard ve stoner rock arasına salıncak kurmuş gruplardan biri olan İsveçli dörtlü Troubled Horse, kendilerini 2012'de çıkan ilk albümleri Step Inside ile tanıyıp sevdiğim bir gruptu. Aradan 5 yıl gibi uzun bir zaman geçtikten sonra nihayet Revolution On Repeat adlı ikinci albümleriyle geri dönüş gerçekleştiriyorlar. Aslında bu ikinci albüm gecikmesi, ilk albümlerinin gecikmesi yanında bir hiç. Çünkü grup 2003'te kurulmuş ve albüm çıkarmaları 2012'yi bulmuş. Bu arada ne yemiş, ne içmişler bilemiyoruz. Çok da ilgilenmiyoruz. Fakat albüm yaptıklarında tozu dumana katıyorlar durduramıyoruz. Revolution On Repeat güzel bir geri dönüş. Hoş, bunu söylerken Troubled Horse'u en son nerede bıraktığımı hatırlamak için zamanda geri gitmem gerekecek. Arada bir sevgili müzik oynatıcımın loopa aldığı şarkı depomda karşıma çıkan Another Mans Name, ilk albüme dair aklımda kalan tek şeydi. Hatta bu şarkının hatırına 1-2 sene yeni birşeyler yaparlar diye tetikte bekledim. Süre uzayınca da gruba olan ilgim (Another Mans Name dışında) örümcek ağı bağladı.

31 Mart 2017'de gün yüzüne çıkan Revolution On Repeat, hard, stoner, psychedelic öğeler taşıyan kaliteli bir rock albümü. Aradan geçen zamanın bende canlı tuttuğu tek şey olduğu için gözlerim bir Another Mans Name muadili aradı. The Filthy Ones'ın fazla haddini aşmadan bu ihtiyacı karşılayabileceğini düşündüm. Aynı zamanda grubun öyle ilk dinleyişte saran, sonra da sabun köpüğü gibi yok olan değil, zamanla yerine çok iyi oturan nitelikte şarkılar yazdıklarını hatırladım. The Filthy Ones ile birlikte Peasants, Hurricane ve Let Bastards Know albümün lokomotifleri olarak sevgilerini saygılarını sunan şarkılar. Ama bana göre grubun olgunluğunu asıl yansıtan şarkılar peşpeşe gelen The Haunted ve Desperation. 70'ler diye bas bas bağıran bu iki şarkı, o yılların heavy blues ve occult rock geleneklerini çok iyi taşımaktalar. Aslında grubun genel soundu da bu tanımdan uzak değil. Warren Zevon'un 2000 yılına ait Life'll Kill Ya albümündeki My Shit's Fucked Up'ın coverını da unutmayalım. Sadece pek bir özelliği olmadığını düşündüğüm Bleeding'in kapanışa fazla ağır gelmesidir şikayetim. Hani hiç albüme alınmasa da olurmuş. Final umduğum gibi olmasa da, yılın en iyi rock albümlerinden birine daha rastlamak iyi geldi. Belki 5-6 yıl sonra kendileriyle tekrar görüşürüz.

1. Hurricane
2. The Filthy Ones
3. Which Way to the Mob
4. Peasants
5. The Haunted
6. Desperation
7. Track7
8. My Shit's Fucked Up
9. Let Bastards Know
10. Bleeding

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder