Kendi adlarını taşıyan
Imarhan albümlerinin üzerinden iki yıl geçti ve
Imarhan bu kez
Temet isimli ikinci albümleriyle dönüş yaptı. Daha ilk albüme doymamışken tekrar
Imarhanlı günler başladı benim için. Aslında ilk servis ettikleri açılıştaki
Azzaman'ı bir ay evvelinden dinlediğimde, ilk albümden servis ettikleri
Imarhan şarkıları gibi muazzam bir şarkı beklediğimden midir, pek ısınamadım. Ama zamanla oturan müzikal anlayışlarının bu albümde de süreceğine emindim. Bir solukta dinlediğim
Temet beni yanıltmadı. İlk albüm kadar olmasa da, yine
Imarhan'ın folk rock, rai, Afrika blues, Sahra funk yapıtaşlarına bağlı kalarak enfes şarkılar çıkardığını görmek beni çocuk gibi sevindirdi. Zaten yeni albüm
Imarhan'dan daha iyi olsun, onu unuttursun, uçup kaçsın diye beklentilerim yoktu. Bu sound sadakati bana yeter. İyi şarkılar zaten kendiliğinden gelir ve gelmiş de! İlk albüm kadrosunu aynen koruyan grup, Tamashekçe "bağlantılar" anlamına gelen
Temet ile birlik, beraberlik, kardeşlik, arkadaşlık temaları üzerine yoğunlaşarak müzik dünyasında kalıcı olacağının sinyallerini daha da güçlendirmiş sanki.
Fact Magazine ve The Guardian gibi prestijli mecralardan "
The New Wave Of Tuareg Music" gibi acayip övgüler alan
Imarhan, şu ana dek
Tinariwen'in en güçlü mirasçılarından biri olarak görülüyor. Tuareg'in
Pink Floyd'u sayılan
Tinariwen zaten bu müziği yeni bir dalga olarak yaymış, verdiği sonsuz ilhamla
Imarhan gibi gruplara yol gösterici olmuştu. Ama
Imarhan'ın daha genç bir oluşum olması sebebiyle bu müziği kalıcı tutacağına, ileriye götüreceğine olan sağlam inanç, onların "yeni dalga" olarak anılmasına imkan sağlıyor. Bu görüşlere henüz ilk albümlerinden ikna olmuştum.
Temet sadece bu iknayı pekiştirdi.
Azzaman ve
Temudre gibi aynı kalibredeki iki karizmatik rock şarkısıyla açılış yapan albüm, yine kolektif bir bilincin farklı ruh hallerini notalara döktüğü renkliliğe sahip. Hatta bu iki şarkının kolektifliğine
Tochal'ı da dahil etmek isterim. Belli bir disiplin dahilinde kendi içlerinde çiçek gibi açılmaları, albümün coşku ve hüzün arasındaki dengelerini sağlamaları açısından varlıkları çok önemli. Tabii onların varlıkları kadar, o coşku ve hüznün de her
Imarhan albümünde yer bulması lazım.
İçinden coşku, eğlence, mutluluk akan
Imarhan şarkıları
Alwa,
Ehad wa dagh ve
Tumast olarak sivriliyor. Hem de ne sivrilmek! Gitar, bas ve el çırpışlarla karışık vurmalı ritimleri müthiş bir enerji taşıyor. Onları kalabalık bir konser atmosferinde veya bir Afrika diskosunda canlı dinliyormuşçasına kıpır kıpır oluyoruz. Ama işte bunların 10 şarkılık albümde 3 adet olmaları o kadar güzel ki, sayıları fazla olsa belki o ayrıcalıklı mutluluk bir süre sonra tekdüze bir hal alacak. O yüzden
Imuhagh ve
Tarha Nam adında iki enfes Tuareg baladının albüme çektiği balans ayarı gerçek bir olgunluk örneği. Bunun yanında yine Afrika havasını derinden solutan
Zinizjumegh ve hemen onun ardından kapanışı yapan, kadın vokallerle takviye edilmiş akustik folk güzelliği
Ma S-Abok bu olgunluğu perçinliyor. Farklı dinler, diller, ırklar, karakterler, gelenek ve görenekler arasındaki evrensel bağlantılara vurgu yapan
Temet, kendi içsel bağlantılarındaki çeşniyi de müziğine en iyi şekilde yansıtıyor. Bunun doğal ve haklı bir getirisi olarak
Imarhan, Tuareg müziğin geleceği konumuna gururla yerleşiyor.
1. Azzaman
2. Temudre
3. Ehad wa dagh
4. Alwa
5. Imuhagh
6. Tumast
7. Tarha Nam
8. Tochal
9. Zinizjumegh
10. Ma S-Abok
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder