2 Eylül 2009 Çarşamba

Zee Avi - Zee Avi


Malezya’da Sarawak’a bağlı küçük bir kasaba olan Miri’de dünyaya gelen Zee Avi, hoşgörülü bir ailede yetişmenin avantajıyla, tutkunu olduğu müzikle ilgilenme şansını iyi kullanmış genç bir müzisyen. Müzik tutkusunun kanına girmesine gerek yokmuş, çünkü zaten kanındaymış. Zamanında dedesi gruplarda bas, akordeon, keman ve gitar çalarmış mesela. Zee 12 yaşındayken Kuala Lumpur’a taşınmışlar. 17 yaşında kendisini bir odaya kilitleyip saatlerce gitar çalışırmış. Ama moda tasarımı okumak için gittiği Londra’da (burjuva klişesi bir cümle gibi geldi birden!) tam dört sene o gitardan uzak kalmış. Kuala Lumpur’a döndüğünde tekrar gitarını kapıp şarkılar yazmaya, hatta bir grupla beraber sahneye çıkmaya başlamış.

Zee şu an 23 yaşında. Geçmişiyle ilgili bu kadar şey söyledikten sonra 32 yaşında demek gerekirdi belki. Akustik hassasiyetlerini folk, country, swing türleri ile ifade etme ihtiyacı duymuş. Akranlarından veya kendisinden biraz büyük kadın seslerden çok da farklı olmayan, fakat yine de çok güzel bir sese sahip. Lâkin ses dışında genele bakarak o “farklı olmama” durumunun Zee için bir handikap olduğu anlaşılıyor. Çünkü besteler, vasat dinletilerde veya kitap mağazalarının fonunda defalarca duyduğumuz türden tınılardan ibaret çoğu zaman. Bana göre albümün en dokunaklı anlarını oluşturan ve peşpeşe gelen The Story ile Let Me In gibi kasvetlerini keyifle dinleten iki şarkı dışında pek iz bırakan bir yanı yok. Zaten bu iki şarkının hazırladığı ruh halini genele yayamamak, Zee ve albümü adına talihsizlik. Hele şu klişe swing numaraları, el çırpmalar, parmak şıklatmalar falan biraz eğreti durmuş sanki.

Bu demek değil ki, henüz 23’ünde böyle bir sesle bundan sonraki albümleri de böyle tatminsizlik yaratacak. Gerekli imkânı ve ortamı mevcut. Ama bence ikinci albümden önce şöyle kapanıp bol bol albüm dinlemesi gerek. Çünkü bazı şeyleri ilk kendisinin yaptığını sanarcasına bu müziği yeniden keşfetmeye yönelik gereksizlikler peşinde yürüyen, az da olsa bir yetersizlik sezdim kendisinde. Bu sadece Zee'nin sorunu değil elbette. Zee Avi'yi bahane ederek onun gibi sanan onlarca singer/songwriter adayı gencin de kulakları etraflarına açık olmalı. Kimileri yaratıcılıklarını öldürmesin diye şarkı yazım veya kayıt sürecinde hiçbirşey dinlemek istemez. Oysa bence esas bu mahrum etme durumu yaratıcı düşüncenin yara almasına sebep olur çoğu zaman. Başkalarını dinledikçe kendi kayıtlarında daha fazla kendisi olabilir bir müzisyen. Dinlediklerinden kopya çekeceğini düşünecek kadar kendine güvenmiyorsa çantasını alıp gitsin o vakit. Ama dinledikleri arasından etkilendiklerini kendi süzgecinden geçirmesini biliyorsa kulaklar ona ardına kadar açıktır.

1. Bitter Heart
2. Poppy
3. Honey Bee
4. Just You And Me
5. Is This The End
6. Monte
7. Kantoi
8. I Am Me Once More
9. First Of The Gang To Die
10. Darlin' It Ain't Easy
11. The Story
12. Let Me In

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder