Tash Neal (vokal, gitar) ve
Chris St. Hilaire (davul, geri vokal) ikilisinin 2008'de New York'ta kurdukları
The London Souls, 2015 Nisan ayında çıkan ikinci albümleri
Here Come The Girls ile tanıdığım bir grup. Aslında Ocak'ta çıkması gerekirken
Tash Neal'in geçirdiği kaza yüzünden albüm Nisan'a sarkmış. "Genre" kısmında blues rock ve soul kelimelerini görünce balıklama atladığım her albüm gibi buna da atladım. Gerçekten çok iyi 2-3 şarkıya,
Tash Neal'in rock ile sıkı fıkı olan soul sesine, hayranlık duydukları
Led Zeppelin ve
Cream gibi İngiliz bandıralı devlerden ilham almış müziklerine rağmen genel olarak albümü beğendim desem yalan olur. Ama 2011 yılına ait kendi adlarını taşıyan ilk albümlerini daha iyi bulduğumu söylersem de yalan olmaz. En azından bu güzel sound ile
Tash Neal sesinin buluşmasının hakkı bu albümle daha rahat verilmiş.
Chris St. Hilaire'in 70'ler genleri taşıyan kıvrak davul pratiği de yabana atılırsa, o yabanın yabanileri adamı yer.
She's So Mad ve
She's In Control kesinlikle albümün lokomatifleri. Deli meli, iyi ki bu "she" kişisi varmış da arkadaşlara böyle ilham vermiş dedirtiyor.
The London Souls nasıl bir grup diye soran olursa kendilerine yekten bu iki şarkıyı dinletseniz yeridir. Enerjilerinin, enstrüman cambazlıklarının, ön / geri vokal hakimiyetlerinin tümüyle yansıdığı bu iki şarkı yanında, rock - reggae - rock ekseninde ilerleyen cıva gibi bir
Someday, istikrarı bozmayan
Stand Up,
I Think I Like It,
Under Control,
Future Life geri dörtlüsü de iyi iş çıkaran şarkılar. Kapanışta yer alan
The Sound ise grubun psychedelic yüzünün altını biraz daha belirgin şekilde çizen ağır bir final.
Old Country Road veya
Six Feet gibi şarkılar, hatta yeni albümdeki buna benzeyen şarkılar sayesinde karar verdim ki, potansiyel bir lezzet içermesine rağmen
The London Souls'un country'ye çalan akustik slowları, bazen folk soul görünme gayretleri bana hiç çekici gelmiyor.
Tabii sahip olunan potansiyelin farklı damaklarda aynı tadı bırakması beklenemez.
The London Souls, soul çığlıklarla, fişten çekilmeyen asi gitarlarla, özgür ruhunu bağlı olduğu şarkının ruhuna hizmet etmesi için kullanan fırlama davullarla kendini bulan bir grup bence. Onları canlı dinlemek, özellikle de
Hilaire'i davulu başında izlemek isterdim. Keşke dingin country folk besteleriyle de iz bırakabilselerdi. O akustik sound ve tabii ki
Tash Neal vokali buna çok müsait. Mesele iz bırakan şarkı yazmak ise bunu farklı ruh hallerine adapte edebilen grupların tadına doyulmuyor. Hele bunu 70'lerin farklı disiplinleri ile şimdiki zamana taşıyabilen
The London Souls gibi insanlar varsa.
1. Intro
2. She's So Mad
3. Someday
4. She's in Control
5. Future Life
6. Old Country Road
7. Six Feet
8. Stand Up
9. Easier Said Than Done
10. I Think I Like It
11. Dizzy
12. Under Control
13. The Sound
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder