22 Şubat 2019 Cuma

My Diligence - Sun Rose


Brüksel'de kurulan üç kişilik My Diligence, çıkar çıkmaz yerin yerinden oynaması gereken, ancak kimsenin tınmadığı o kaliteli rock albümlerinden biri olan Sun Rose adlı ikinci albümleriyle en azından benim bastığım yeri oynatmayı başarmış bir grup. Brüksel'i lahana zanneden günümüz YouTube gençliğine veya ucuz yoldan gürültü olsun da çamurdan olsuncu günübirlik rockerlara pek hitap edeceğini düşünmediğim, lakin hitabet konusunda son zamanların en dirayetli oluşumlarından biri olarak gördüğüm My Diligence, önümüze 37 dakikalığına kulakları ısım ısım ısıtan sertlikte bir albüm servis ediyor. Kendileriyle ilgili bazı yazılarda Queens Of The Stone Age, At The Drive-In (hiç duymadığım Teksaslı bu grubun künyesinde Post-Hardcore ve Minimal Techno tanımlarını yan yana gördüm), Wolfmother, Clutch gibi gruplara benzetilmeleri çeşitli yönlerden haklı bulunabilir. Yine de bu referanslar açok güvenmeyin derim kendi adıma. Stoner rock'ın bir tık sert formu olan stoner metal duruşu daha bariz olan My Diligence, bu türe takılan onlarca grubun tembel müziğinden eser taşımıyor.

Sun Rose'u dinleyip sevdikten sonra hep yaptığım gibi eskilerde ne var diye baktığımda 2015 yılında kendi adlarını taşıyan bir albümleri olduğunu gördüm. Sound olarak biraz stoner güdümlü hard rock olarak kalmış, şarkı gidişatları da klişelere dayanmış bir ilk albüm şeklinde unutulmaya namzet bir iş çıkmış. Ancak Sun Rose, kazın ayağının öyle olmadığını gösterircesine, özellikle şarkı yazımında yaptıkları revizyon sayesinde gerçek kimliğini bulmuş gibi bir şey olmuş. Zeki rifflerle bezeli, muğlak vokalin yarattığı olgunlukla güçlenmiş şarkılar, adeta sert bir meditasyon yapmış etkisi bırakıyor. Acayip bir karizması olan açılış şarkısı Resentful, peşinden dörtnala gelen Hunt The Hunter, onun peşinden hücum çeken Backstabber üçlüsünün ardından albümü durdurup ılık bir duş alma isteği doğuyor. Öyle bir gitar yoğunluğu, öyle bir sertliği estetize etme durumu var ki, dördüncü şarkıya geçmeden bu üçünün üzerinden bir daha geçmek istedim resmen. Neyse ki dördüncü dostumuz olan An Asteroidal Arrow ortamı biraz yatıştırır gibi oldu, o yoğunluğu ustaca sağalttı. Gerçi sonlara doğru o da volümü yükseltmedi değil hani.

Flying Poney, bir hızlanıp bir yavaşlayan temposuyla iki ayrı şarkının mikslenmiş hali gibi zengin ve taş gibi bir başka parça. Zaten tüm parçalar bir nebze bu formülü izliyor. Hepsinde yer eden o progressive tavır, asla ilk seferde kendilerini teslim etmiyor dinleyene. Lecter's Song, So Pretty So Cruel ve Serpentine ile kimi zaman progressive stoner, kimi zaman stoner grunge diye adlandırılası çeşitlemeler yaparak her yere ait olduğunu, o aidiyetten müthiş tasarımlar çıkarabildiğini insanın gözüne kulağına sokuyor. Hatta kapanıştaki Unreal ile (ve başka parçalarda yer alan başka bölümlerle de) stoner punk oluveriyor. Söz konusu 37 dakika bittiğinde savaştan çıkmış gibi hissediyoruz. Ama bunlar kesinlikle boş geçen dakikalar değil. Başıma bir şey gelmeyecekse bazı müzik yazarlarının kendilerini benzettikleri Queens Of The Stone Age ve Wolfmother'dan çok daha kimlikli, kaliteli, tavizsiz bir grup olmuş My Diligence... Blues rock ile daha sıkı fıkı olan Clutch benzetmesini pek doğru bulmadım tabii. Sun Rose'u dinleyen insanların önceki rock tecrübelerine göre bu sert atmosfere girişleri, orada kalışları çok kolay ya da uğraştırıcı olabilir. Ama girildiği vakit zevk alınmaması imkansız gibi bir şey. Benim için 2019'un en sağlam keşiflerinden biri.

1. Resentful
2. Hunt the Hunter
3. Backstabber
4. An Asteroidal Arrow
5. Flying Poney
6. Lecter's Song
7. So Pretty So Cruel
8. Serpentine
9. Unreal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder