22 Şubat 2012 Çarşamba

Gotye - Making Mirrors


Wouter "Wally" De Backer, güzelim ismi dururken kendine Fransızca "Gaultier" isminden apartma Gotye adını reva görmüş klas bir indie pop müzisyeni. Wouter ismi şayet "Walter"a evriliyorsa Gaultier da "Gotye"ye uyar diye tuhaf bir mantık yapmış anlaşılan. 1980'de Belçika'da doğmuş, 2 yaşında ailesiyle birlikte Avustralya'ya göçmüş olan De Backer, lise grupları, demolar, mini konserler derken Boardface (2004), Like Drawing Blood (2006) ve Making Mirrors (2011) albümlerini yapmış bir multi-müzisyen. Müziğinde bir dolu renk bulmak mümkün. Bağımsız olarak çıkardığı bu albümler, indie pop, electronic, art pop, reggae, soul, synth pop etkileri taşıyan şarkılara ev sahipliği yapmakta.

Zamanında şöyle bir baktığım, fakat son albüm Making Mirrors yanında biraz sönük bulduğum ilk iki albüm, genel tavır olarak De Backer'ın müzikal hassasiyetlerini ve özgürlüklerini yansıtmış diyebilirim. Enfes çeşnilerine rağmen Making Mirrors, sahip olduğu ortak ruh ve özen gösterilmiş düzenlemeleriyle derli toplu bir albüm. Beck'in hınzır eklektikliğinden nasibini almış Easy Way Out, 60'ların soul ve R&B tadını taşıyan I Feel Better, De Backer'ın ön ve geri vokalleriyle yücelttiği harika synth pop Eyes Wide Open ve bir parça Gotye'nin dişisi sayılabilecek Kimbra'nın konuk olduğu Somebody That I Used To Know, albümün aynı zamanda single olarak çıkmış haklı gururları. Sırf bu şarkıların hatırına bile dinlenmesi gerekir ama diğer şarkıların da güzelliğini fark ettikçe olay hatır gönül ilişkisinden çıkıp başlıbaşına zinde bir pop deneyimine dönüşüyor.


Kendisine Gotye demekten biraz imtina ettiğim De Backer, kendi olayının "indie popüler" kanadının dışında "art" sularına açıldığında Smoke and Mirrors, Giving Me A Chance ve hafiften Tricky tribine girdiği Don't Worry We'll Be Watching You ile de becerisini hissettiriyor. Bu beceri, enstrüman yerleşimi olsun, vokal düzeneği olsun, şarkı derinliği olsun hiç teklemiyor. Hem genele yayılan bir bütünlük, hem de çift kişilik seziliyor. Şık bir afro auto tune hüznü taşıyan vokal oynamalarıyla vücut bulan State Of The Art gibi bir reggae bile hem bu bütünlüğe, hem de ayrıksılığa ayak uydurabiliyor. Afrika vokallerine benzer bir girişle ve sabit aksak ritmiyle gönüllere taht kurma potansiyelli Save Me falan derken tekrar başa dönme isteği uyanıyor. Gerçi o isteğin aslında hiç uyumamış olduğunu daha albümün yarısında bile anlayabiliyorsunuz.

Making Mirrors ismi ve albüm kapağı ise, De Backer'ın babasının 80'lerde yaptığı bir resimden esinlenmiş. Babasının eski eşyaları arasında bulduğu bu resim üzerinde yaptığı photoshop rötüşlarıyla son halini veren De Backer, bu resim ile albümün yarattığı ortak bir ruha tutulmuş ayna olduğunu düşünüyormuş. Biraz soyuta bağlasa da böyle komple bir albüm için bu tip benzetmeler, ortaklıklar, türetmeler az bile. İşin içinde artwork olayını da aşan evcil bir nostalji olduğu da muhakkak. Bizim yaşlıların tozlu tavan aralarında ne cevherler var kimbilir. İşte 80 doğumlu Wouter "Wally" De Backer da özenle kendi tavan arasını dolduruyor bu güzel şarkılarla. Takip edilmesi elzem güzel insanlardan birini daha kazanmak sevindirici. Bunun şerefine albümü bir defa daha döndürebiliriz. Ya da döndürmeyip biraz özlemek isteyebiliriz. Kavuşması daha hoş olur böylece.

1. Making Mirrors
2. Easy Way Out
3. Somebody That I Used to Know (feat. Kimbra)
4. Eyes Wide Open
5. Smoke and Mirrors
6. I Feel Better
7. In Your Light
8. Don't Worry, We'll Be Watching You
9. Giving Me a Chance
10. Save Me
11. Bronte

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder