23 Eylül 2019 Pazartesi

flor - lay lines


2014'te Oregon'da doğup Los Angeles'ta serpilen dört arkadaşın kurduğu flor, şirin ve ciddi indie pop yapan gruplardan biri. Tesadüfen kulak misafiri olduğum 2017 tarihli ilk albümleri come out. you're hiding., tutkulu, atmosferik, soft ve enerjik duyguların birbirine karıştığı, sound olarak kaliteli bir müziğin ayak sesleri gibiydi. Albümün ilk iki şarkısı olan guarded ve warm blood 2017 yılında duyduğum en iyi pop şarkılarından ikisiydi. Ne var ki albümün geri kalanı pek hoşuma gitmemiş, sanki sırf bu iki parlak şarkı single olarak kalmasın, kendine bir albümde yer bulsun gibisinden yapılmış vasat şarkılar geçidine dönmüştü. Ama guarded ve warm blood gibi çok iyi şarkılar yapmış, hatta çok iyi albümler bırakmış nice indie grubun ilk albümden öteye geçemeyip kayboluşlarına benzer bir akıbet mi yaşayacaklar diye kendilerini unutmuşken 2019'da ikinci albüm ley lines ile tekrar yüzeye çıkarak bizleri sevindirdiler. Üstelik bu kez parlak pop şarkıların sayısını ikiden daha fazlaya çıkararak. Sound yine aynı ve bu da gayet olumlu. Zaten indie pop, indietronica, pop rock, hatta kısmen chillout karışımından mütevellit sound konusunda hiç bir sıkıntı yok. Sadece bu soundu taçlandıracak daha çok iyi şarkıya ihtiyaçları vardı bence. O da lay lines'da (yine bazı gereksizlere rağmen) kendini gösteriyor.

lay lines'ın as kadrosu benim beğeni sırama göre aiming low, little light one, slow motion, dancing around, white noise, lay lines şeklinde oluşuyor. Aslında bu altı şarkıyla bile albümü kapatıp gitseler olurmuş. Hadi onların yanına son üç şarkı underpass, never was mine ve moonday'i de koyalım ki olay EP değil de LP gibi görünsün. as you were, listen for you ve money ise olmasa olurmuş, boşuna yer işgal etmiş şarkılar gibi göründüler gözüme. Tabii çoğunluk kazandı ve lay lines ile 2019'un en iyi albümler listesine bir madde daha eklemiş oldum. flor'daki pop duygusunu seviyorum. Flaş nakaratlar, hüznü de coşkuyu da tutkulu yansıtma yanlısı iyi niyet, dozu fazla kaçırıp sentetik olmaktan imtina eden elektronik yapı, az ama öz biçimde oyuna dahil olmayı seven gitar ve tabii belki de bu sounda en uygun şekilde içten, sakin, yükselirken bile o tutkuyu muhafaza etmeye çalışan Zach Grace vokali flor'un özeti sanırım. İlk albümden sonra bir daha piyasaya çıkacaklar mı diye kısa süre düşündüğüm, ama guarded ve warm blood'u sandıkta saklayarak hep hatırladığım flor'un geri dönüşü beni çok mutlu etti. Kesinlikle derin bir pop ruhu taşıyorlar. Umarım yine baş harfleri büyük olmayan şarkılarla dolu üçüncü albümle (belki yine iki sene sonra) tekrar karşılaşırız. Zira daha yazacak çok şarkıları olduğunu hissettiriyorlar.

1. white noise
2. as you were
3. slow motion
4. lay lines
5. dancing around
6. listen for you
7. little light one
8. aiming low
9. money
10. underpass
11. never was mine
12. moonday

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder