6 Şubat 2010 Cumartesi

Lars and The Hands Of Light - The Looking Glass


Lars and The Hands Of Light, gördüğünüz üzere dört tuhaf Danimarkalı’dan kurulu bir indie pop grubu. The Looking Glass da onların henüz ilk albümü. Haliyle Lars’ın kurulmasına önayak olduğu grup, 60’lar ve bazen de 70’lerin yumuşak yüzünü indie pop tınılarıyla buluşturmuş. Lars’ın Junior Senior ve Wolfkin adlı gruplarla da bir geçmişi var. Kim, nerede, ne yapmışsa artık bunun bir önemi yok. Zira Lars and The Hands Of Light harika bir kimya tutturmuş, dinamik ve duygulu bir grup kimliği edinmiş. Daha ilk elden Me Me Me ve Hey My Love, Hey Love! diye iki dünya tatlısı single sayesinde rengini belli ediyor. Bu tip gruplar için “dünya şekeri”, şöyle şirin, böyle tatlı” gibi ifadeler yaygındır. Ama Lars ve ekibi, bu tatlılığın yanına iyi düzenlendiği kadar içine tutku da eklenmiş parçalar yazıp söylüyorlar. Yani tatlı olmak çoğu zaman kesmiyor. İşte The Looking Glass da böyle şarkılarla dolu. Vasat şarkı bir, bilemedin iki tanedir. O da görecelidir. Three To The Floor ve kapanıştaki Christmas Comatose’a bir türlü ısınamadım mesela. Albümün bütünlüğü dahilinde çok baştan savma geldiler bana. Ama ısındıklarım bana yeter ki, onlar da az değil, albümün geri kalanı olan 8 parça.

Bu ısındıklarım arasında artık iyiden iyiye kanımın kaynadığı ilk iki enfes single ile birlikte, jeneriksel bir hava taşıyan, dişi geri vokalli nakaratıyla ve dansettirmeden bırakmamaya niyet etmiş gibi duran dinamikliğiyle Stranger To The Sea, Cake şarkılarını anımsatan Keep My Feet Tagging Along, kendi halinde bir karizması olan Face Your Lover’ı ismen anmak isterim. Klâsik indie yapılanmasını oluşturan elementlerin, radyoların üzerine atlayacağı tipte şarkılar ortaya çıkarması fazla yaygın değildir. Ama Lars and The Hands Of Light bunu öyle güzel dengeliyor ki, bu işten hem radyolar kârlı çıkar, hem de indie ruh. Biraz pop(üler) olmanın kimseye zararı dokunmaz. Grup ise bunu dert eder veya etmez gibi durmuyor sanki. Kendi hallerinde kendi güzel müziklerini yapıyorlar. Ne var ki, “ne kadar anlaşılmaz, o kadar kaliteli” gerzekliğini benimsemiş bazı sözde otorite site/dergi/yazar bilmemnesi, The Looking Glass’a düşük puan verip bir de üzerine “vasatın altında” demişler. Herkesin fikri kendine. Ama bu albümü beğenmeyen otoritelerden birinin 2009 yılına ait en beğendiği albüm Mastodon - Crack The Skye, birinin de Raekwon - Only Built 4 Cuban Linx Pt II… İyi de biriniz metalcisiniz, biriniz rapçi! Her müziği kendi kulvarında değerlendireceksek ne âlâ! Yok eğer elmayla İngiliz anahtarını karşılaştıracaksanız içinden çıkamazsınız. Kimse tek bir türün mahkumu değil. Başka türlere çamur veya gül atabilmek için fanatikten ziyade, bilinçli bir dinleyici olmak, en önemlisi de çok fazla “müzik dinlemek” gerek.

1. Me Me Me
2. Stranger to the Sea
3. Three to the Floor
4. Multicolored
5. Hey My Love, Hey Love!
6. The Looking Glass
7. Keep My Feet Tagging Along
8. The Girl Flu
9. Face Your Lover
10. Christmas Comatose

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder