10 Nisan 2010 Cumartesi

Sting - ...Nothing Like The Sun


1951 Wallsend, Newcastle-upon-Tyne, İngiltere doğumlu Gordon Matthew Sumner ya da herkesin bildiği adıyla Sting, 2009 yılında en son If On A Winter's Night... albümünü çıkarmıştı. Dinledikten sonra keşke çıkarmasaydı dediğim albümlerden biriydi kendisi. 1993 tarihli Ten Summoner's Tales sonrası yaptığı hiçbir Sting albümünü beğenmemiş biri olarak yapacağım yorumlar fazla kişisel olacaktır haliyle. The Police'in ardından solo uçmaya karar verip ilk albümü The Dream Of The Blue Turtles'ı 1985'te çıkardı. Şimdi oturup kendisinin hayat hikayesini, albüm kariyerini bir müzik belgeseli anlatır gibi anlatacak değilim. İlk albümünde yer alan If You Love Somebody Set Them Free, Russians ve Moon Over Bourbon Street'in unutulmaz hatırası bir yana, benim için Sting dendiğinde aklıma ilk gelen ve etrafıma ilk sözünü ettiğim, etmeyi layık gördüğüm albüm, adını bir Shakespeare sonesinin satırından alan 1987 tarihli ...Nothing Like The Sun olur mutlaka. 2009 yılında da üç noktalı bir albüm çıkaracağını öğrendiğimde 87 ruhu geri gelsin istedim ama gele gele tuz ruhu gibi birşey geldi.

...Nothing Like The Sun, anlatılmaz dinlenir, anlatılmaz yaşanır bir albüm. Pop/Rock, Pop, Soft Rock, Jazz-Rock, Jazz Pop, Soul hepsi birarada mükemmel bir uyum içinde. İçinde tek bir şarkı yok ki dinlemekten sıkılayım. Be Still My Beating Heart diye öyle bir şarkı var ki, sanki arkasından gelecek şarkıların da aynı güzellikte devam edeceğine dair garanti veriyor. Nitekim ünlü caz saksafon ve klarinet sanatçısı Branford Marsalis'in konuk olduğu  Englishman In New York, bu garantiyi perçinliyor. 80'lerin en mühim şarkılarından biri olarak duymayanın kalmadığı bu şarkının ilk çıktığı döneme yetişme şansına sahip olmak güzel hissettiriyor. Sting'in Şili'de eşlerini kaybeden kadınlar için yazdığı, Mark Knopfler'ın da gitarıyla eşlik ettiği They Dance Alone (Guecca Solo) için tam "ne kadar dramatik, ne kadar yaralayıcı" diye düşünürken Fragile çıkageliyor. Hayatımın şarkılarından biri olan Fragile için ne desem onun kırılganlığını, onun benzersizliğini, onun gerçeküstü iklimini kelimelere dökemem. Hassas anlarımızda asla dinlemediğimiz şarkılar vardır (var mıdır?). Fragile benim için onlardan biri. We'll Be Together'ın matrak lezzetini aynı matraklıkla yansıtan klibini de unutmuyorum. Rock Steady, Sister Moon ve benim için o dönem beklenmedik birşey de olsa albümün şanına yakışır bir Jimi Hendrix coverı olan Little Wing, ...Nothing Like The Sun'ı gerçek bir klasik yapan pırlanta gibi şarkılar.

Artık Sting'in bir daha ...Nothing Like The Sun gibi bir albüm yapamayacağını biliyorum. Son birkaç albümü bunu bana iyice kabul ettirdi çünkü. O kadar kötü şarkıyı duyduktan sonra istese de yapamaz gibi geliyor. Yapmasa da olur. Çünkü ...Nothing Like The SunThe Dream Of The Blue Turtles, The Soul Cages ve Ten Summoner's Tales albümleri Sting'in neden Sting olduğunu zaten kanıtlamış tutkulu, hüzünlü, coşkulu tarih sayfaları. Onun nasıl değerli bir müzisyen, şiirsel ve duyarlı bir pop rock ozanı olduğu bu albümlerindeki söz ve müziklerden anlaşılmazsa, hiçbir şeyden anlaşılmaz. Hele ...Nothing Like The Sun, bırakın 80'leri, herhangi bir döneme ait olamayacak kadar zamansız bestelerle dolu, aşmış bir albüm. Dört mevsimi bir albüme sığdırmış ender örneklerden. Nesli tükenmekte olan güzel bir canlı. Bir antika tablo. Bir tarih!...

1. The Lazarus Heart
2. Be Still My Beating Heart
3. Englishman in New York
4. History Will Teach Us Nothing
5. They Dance Alone (Guecca Solo)
6. Fragile
7. We'll Be Together
8. Straight to My Heart
9. Rock Steady
10. Sister Moon
11. Little Wing
12. The Secret Marriage

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder