18 Mart 2016 Cuma

Pat Travers & Carmine Appice - The Balls Album


12 Nisan 1954 doğumlu Kanadalı gitarist, şarkıcı Patrick Henry "Pat" Travers, pekçok ünlü müzisyenle çalışmış, onlarca stüdyo ve konser albümü çıkarmış saygın bir müzisyen. 70'lerin ortalarında başlayan yoğun ve hala da aktif bir kariyeri tek cümleyle özetlemek mümkün değil tabii. Kendisinin sıkı bir takipçisi sayılmam. Hatta bugüne dek sadece 2013 tarihli Can Do albümünü dinlemiş ve beğenmiş (fakat şu an neye benzediğini de unutmuş) biri olarak böyle tecrübeli adamlar hakkında kuru bir saygıdan başka birşey hissedemiyorsunuz. Benim için Travers'ı o kuru saygı sınırından öteye taşıyan albüm sayesinde edindiğim bilgiler neticesinde, çalıştığı ünlü müzisyenlere şöyle bir göz attığımda Nicko McBrain (Iron Maiden), Tommy Aldridge (Ozzy Osbourne, Gary Moore, Whitesnake, Ted Nugent, Thin Lizzy), Michael Shrieve (Santana) gibi davul canavarlarına rastladım. Zevklerine değer verdiğim Kirk Hammett'ın da Travers'ı en sevdiği gitaristlerden biri olarak gösterdiği bilgisi de araya karışıverdi.

15 Aralık 1946 Brooklyn doğumlu davulcu Carmine Appice ise Ted Nugent, Vanilla Fudge, Jeff Beck, King Kobra, Blue Murder, Ozzy Osbourne, Rod Stewart, Paul Stanley, Marty Friedman gibi isimlerle çalışmış davul canavarlarından biri. (Kendisi aynı zamanda Black Sabbath ve Dio ile çalışmış olan davulcu Vinny Appice'in de abisi oluyor.) Onun ünlü hayranlarını sayıp yazıyı daha da şişirmek istemiyorum. Klasik müzik eğitimi alıp caz davulcularından etkilenmiş bir rockçı olması onun kuru sıkı bir adam olmadığını gösteriyor. Yaptığım araştırmalar sonucu emek verdiği onlarca albüm arasından bir tanesiyle bile şimdiye kadar yolumun kesişmediğini fark ettim. Zaten çalıştığı kişi ve gruplara bakarak genel anlamda pek tipim olmadığını söyleyebilirim. İşte bu iki amcanın biraraya gelerek 2016'da çıkardıkları The Balls Album, ilk başta sıradan bir blues rock ortaklığı gibi görünüyordu. Emekliliği gelmiş ama ısrarla bir türlü albüm yapmaktan vazgeçmeyen, bir gözü toprağa bakan sıkıcı blues dedelerinin huzurevi münzeviliğindeki şarkılarının toplandığı bir albüm olabilirdi. Ama bu önyargılara sahip kişilerin play tuşuna bastıktan sonraki yüz ifadeleri değişebilir.


Açılış parçası Taken ile motoru çalıştırıp ısıtan, Better From A Distance ile gaza basan albüm, Travers'ın heavy blues karakterinin Appice'in hard rock deneyimleriyle buluşmasından mütevellit kütür kütür şarkılardan oluşuyor. Better From A Distance ile birlikte I Don't Care, Gotta Have Ya, Remind Me To Forget You, Never Saw It Coming ve Stand Up şarkıları, geleneksel hard rock'ın günümüze nasıl taşınabileceği yönünde tüyolar içeriyor. Akustik unsurlarla karamelize edilmiş Escape The Fire ve Hey You da bu ekibe daha yumuşak kanattan dahil edilebilir. Benim için albümün en iyi şarkıları bunlar. Şarkı olarak bakacaksak 14 tane arasında rahat 4 şarkı fazlası var albümün. Fakat bir noktada albümdeki herhangi bir şarkıdaki Travers sololarının, Appice ataklarının dili, dini, milliyeti aranmıyor. Topyekün bir groove, kolektif bir jam, cümbür cemaat bir cümbüş her şarkının deri altına nüfuz etmiş şekilde orada duruyor. Zaten ikilinin gerçek gücü de o emprovize duyguda saklı. Müziğe yıllarını vermiş insanların konser gibi kanlı canlı albümlerini dinlemekten keyif alanlar o duyguyu çok iyi bilirler.

Kendi sert ve kıvrak blues alışkanlıklarını şarkı formuna getirirken davula özel bir anlam yüklediği, özenle seçtiği farklı davulculardan belli olan Pat Travers, kadim dostu Carmine Appice ile ilk kez çalışmıyor. The Balls Album, biri konser olmak üzere Travers / Appice ikilisinin dördüncü albümü. Özellikle 2005 tarihli Bazooka için geç kalmış rezervasyonumu hemen yaptırdım. Aradan geçen 10 yıl nasıl bir fark içeriyor (ya da içeriyor mu) merak etmekteyim. Ama 2016 itibariyle gerçek bir hard blues rock albümüne imza atmış olmaları benim için önemli. Çünkü eskiden iyi olup da yeni albümünde çuvallayanlara daha az saygı duyuyorum nedense. Tecrübeyi günümüze taşıyabilmek çok mühim. Çok sıkı adamlar bunlar. Ne zaman ne yapacakları belli şablonlar içinde sürpriz olmasa da, o şablonlara şarkı uydururken onların öngörülemez hamlelerini beklemek büyük bir zevk. Baskıya girdiğimiz sırada en çılgınından en oturaklısına atılan tüm gitar soloların sahibinin 62, çalan kadar dinleyene de haz veren, vücut yaşı 25 olan davul vuruşlarının sahibinin 70 yaşında olduğunu hatırlatalım da yanlış olmasın. The Balls Album ise sound olarak eski ve yeninin şahane buluşmalarından biri. Henüz kesinleşmese de yine bu yıl içinde ikiliden Superstition adında bir albüm daha beklenebileceği haberine ise ne diyeceğimi bilemedim.

1. Taken
2. Better From a Distance
3. Escape the Fire
4. Rock Me
5. I Don't Care
6. Remind Me to Forget You
7. Hey You
8. I Can't Let You Go
9. Never Saw It Coming
10. Stand Up
11. Keep on Rockin'
12. Gotta Have Ya
13. Tonite
14. Never Gonna Give You Up

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder