17 Ocak 2017 Salı

A Projection - Framework


Soğuk kış gecelerinin sıcak ve loş odalarında The Cure ve Depeche Mode ile çok vakit geçirmişliğim vardır. Bu yüzden "soğuk", "kış" ve "gece" kombinasyonunun bilinçaltımdaki karşılıklarından biri de post-punk türüdür. 80'lerde özünü yakalamış bu müziği günümüze kadar başarıyla taşıyan isimlerin azlığı, çok talep edilmiyor olması diye düşünüyorum. Yine de bir dolu post-punk grup ve albüm hala çıkmakta. Haliyle talep var ki arz olmakta. Ama bu talep hep belli çevrelerle kısıtlı. İyisine doyum olmaz, kötüsü hiç çekilmez. 2013 Stockholm doğumlu beş kişilik A Projection ise kesinlikle iyilerden. İyilikleri, post-punk'a dair iyi kabul edilen ne varsa sahip olmaları, üstelik bu sahip olduklarını su gibi akan şarkılara aktarabilmeleri. 2015'te çıkardıkları ilk albüm Exit'e oldukça benzeyen, yine de ondan daha akıcı ve akılda kalıcı olduğunu düşündüğüm Framework, soğuk kış gecelerime çok iyi arkadaşlık ediyor şu sıralar.

"Bu post-punk da kendini çok tekrar ediyor" diye düşünmenin, bütün çekik gözlülere Japon demekten farkı yok. Green Day veya AC/DC gibi 36 albüm boyunca aynı şarkıyı çalanlardaki yavan tekrarlardan söz etmiyorum. Karanlık, gotik, depresif ama öte yandan tempolu oluşunda çok asil bir yan var. A Projection gibi grupların içine girebildiğim vakit bu asaletin karşıma çıkması kaçınılmaz oluyor. Bütün mesele, o içe girmeyi isteme eşiğinin aşılması. Bazısı gerçekten bu efora değmez. A Projection kendini post-punk ile ifade ediyor etmesine fakat "ben inandığım müziğimi yaparım, ister alırsın, ister dönüp gidersin" zihniyetinin aksine dinleyicisini (tabii en çok da post-punk dinleyicisini) umursadığını hissettiren bir olgunluk ve dinamizm içinde işini yapıyor. Mesela bunu yaparken davul soundunu daha modern bir halde sunması (ki bundan hiç şikayetçi değilim) ya da Next Time şarkısındaki gibi hoş gitar melodisinin üzerine aynı melodiyle şarkı söylenmesi (ki bu olmasa da olurmuş) komple eskiye endekslenmeyi istemediklerinin ince detayları. Kaldı ki, eskiye de, yeniye de kendilerini uydurabilecek teknik ve ruha sahipler.

Her güzel post-punk albümü gibi zamanla kendini sevdirecek şarkılardan oluşan Framework adlı ikinci A Projection albümü, Dark City, Scattered, No Light, Transition, For Another Day, Breach, Hands gibi birbirinden güzel şarkılar, birbirinden bayrak alarak koşan atletlere benziyorlar. Post-punk karizmaları yerli yerinde. Kapanışta yer alan Listen To The Dark ve ortalarda bahsettiğim o hoş gitar melodili Next Time da bu iyiler takımının parçaları. Grupla ve albümle ilgili tek eleştirim, -aynı zamanda çoğu post-punk grubu için de geçerli olmak üzere- sevgili vokalist arkadaşımız Isak Eriksson'un manasızca Dave Gahan tarzı boğuk ve gotik şarkı söyleme hevesi olabilir. Bu vokal tipinin post-punk gizemine gayet iyi gittiği aşikar. Ama biri de çıkıp farklı bir vokal stili ile post-punk şarkılar söylesin isterim. Vardır belki ama ya duymamışımdır ya da fark konduramamışımdır. Halbuki şöyle içli ve diri bir soul vokal bu şarkılara ne güzel giderdi! Her halükarda Framework Ocak 2017 içinde çıkan en iyi albümlerden biri.

1. Hands
2. Dark City
3. Transition
4. Sensible Ends
5. Scattered
6. I'm Not Here
7. No Light
8. Next Time
9. For Another Day
10. Betrayal
11. Hollow Eyes
12. Breach
13. Listen to the Dark

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder